Kalın giysilerin altında geçirdiğimiz şu günler, yaza hazırlık için fırsat sunuyor. Kalça, basen ve bacaklarınızda gözünüzü rahatsız eden fazlalıklara estetik dokunuşlar yaptırmanın tam zamanı. Üstelik yeni nesil yöntemler selülit ve çatlak görünümünü de iyileştiriyor.
Yazı: Deran Çetinsaraç
Kadınlara sorsanız vücudunuzun neresinde sizi rahatsız eden yer var diye büyük bir kısmı alt beden olarak yanıt verecektir. Karın, kalça ve basen dediğimiz alt bedende oluşan yağlanmalar, bazen spor ve diyete rağmen gitmez. İşte böyle durumlarda plastik cerrahiden yardım alabilirsiniz. Avşar Klinik Kurucu Ortağı Op. Dr. Dilek Avşar, iyileşme süresini de dikkate alarak alt beden estetiği için tam zamanı diyor. Özellikle karın germe ameliyatından sonra tam iyileşme altı-sekiz haftayı buluyor. Op. Dr. Avşar’a hem alt beden estetiğinin detaylarını sorduk hem de yeni gelen teknolojiler hakkında bilgi aldık.
Alt beden estetiği dediğimiz zaman içerisine neler giriyor?
Alt bedeni; karın ve bel bölgesinden başlayan kalça, basen ve bacaklar olarak düşünebiliriz. Dolayısıyla bu bölgelerde yapılacak ameliyatlı ve ameliyatsız tüm estetik uygulamaları alt beden estetiği olarak nitelendiriyoruz.
Kadınlar alt bedenlerinde en çok nelerden şikayet ediyor?
Kadın danışanlarımızın en çok alt bedende şikayetçi olduğu sorunların; bölgesel yağlanmalar, çatlaklar, selülit ve sarkmalar olduğunu söyleyebilirim.
Alt beden estetiği için kimler uygun hasta, kimler değil
Her yaş diliminden sorunu olan ya da olmayan kadınlar yanı sıra bazı uygulama ve operasyonlarda da erkekler alt bedene uygulanabilecek estetik müdahalelerden yararlanabilir. Ancak tekrar doğum yapmayı düşünen bir kadın hastaya özellikle karın germe-toparlama ameliyatını önermiyorum.
Karın germe hangi yöntemlerle yapılabiliyor?
Karın bölgesinde eğer sarkma var ise burada en etkin yol ameliyat. Bölgesel yağlanmalar için farklı enerji kaynakları için cihazlı uygulamaları veya liposuction yapılabilir. Ancak hızlı kilo alıp verme, doğum gibi sebeplerden oluşan bir sarkma var ise; uzun vadede yapılması gereken tek şey, karın germe ameliyatı. Özellikle hamilelik, hızlı kilo alıp verme, yanlış beslenmeden dolayı kaynaklanan yağlanmalardan kaynaklanan ve egzersiz, cihazlı uygulamalarla toparlanamayan sarkmalarda karın germe operasyonlarını hastalarımıza öneriyorum. Karın içi yağlanmalar vücut metabolik yaşını arttırdığı için bu operasyonla metobolizma hızını arttırarak metabolik yaşı aşağıya indirebiliyoruz. Yani bir anlamda kişinin genel sağlığında antiaging etkisi de sağlayabiliyoruz. Hatta çoklu hamilelikler, sezaryen doğumlar ile ikiz hamilelikler sonrasında deformasyonların giderilmesinde yine karın germe işlemi yapılıyor. Karın germe işleminin vücut şekillendirme operasyonları arasında en temel ameliyatlardan biri olduğunu söyleyebilirim. Kesili bir ameliyat olduğu için iki kasık arasında sezaryen izine benzer bir ameliyat izi oluşuyor. Karın germe ameliyatı 3-3,5 saat kadar sürüyor.
Ameliyattan sonra nelere dikkat etmek gerekiyor?
Karın germe ameliyatlarından sonraki ilk 48 saat çok önemli. Bu zaman diliminde hastanın yakın takip edilmesi ve yatak dinlenmesine mutlaka uyması gerekiyor. Belirli bir sürenin sonunda kişi kontrollü hareketlenme ve yürüyüşlerine başlayabiliyor. Tam iyileşme ve aktif spor hayatına geri dönüş altı-sekiz haftadan sonra ancak oluyor.
Etkisi ne kadar sürüyor?
Ameliyat olan kişi Akdeniz tipi beslenme, alışkanlıklar, egzersiz ve yürüyüşü bir yaşam biçimi haline getirip yani tekrar kilo alıp vermediği zaman etkisi uzun süren bir operasyon.
Hangi uygulamalarla kombine edilebiliyor?
Ameliyat sonrasında hastaya uygulanacak ultrason dalgaları ile çalışan cihazlı uygulamalarla yapılacak müdahaleler ile toparlanma süreci hızlandırılıp, operasyon nedeniyle oluşan ödem vücuttan uzaklaştırılabilir.
Kalça ve bacaklar için en çok hangi estetiklere başvuruluyor?
Üst ve iç bacakta liposuction, sarkma ve elastikiyet kaybı için de radyofrekans ya da ultrason ile çalışan cihazlı uygulamaları öneriyorum. Burada hastanın durumu uygulama şeklini belirliyor diyebilirim.
Liposuction’da geçmişe göre neler değişti?
İlk liposuction uygulamaları “kuru teknik” dediğimiz yöntemle; bir kanülle yağların çekilmesi şeklinde yapılıyordu. Ancak bu teknikte liposuction sonrası cilt ve cilt altı dokularda kanama meydana geliyordu. Daha sonra “tümesan” modeli ortaya çıktı. Bu teknikte; yağ almadan önce cilt altı dokusu içine lokal anesteziyle sıvı veriliyor, bu sayede kanama ve ağrı olmadan fazla yağlar alınıyordu. Teknoloji ilerledikçe yağların lazer ya da ultrasonik ses dalgalarıyla parçalanarak vakumla çekilmesi uygulamaları başladı. Bu tür parçalamalar hem yağların daha çabuk alınmasına hem de liposuction sonrası ciltte sıkılaşma olmasına yardımcı oluyor.
Vücut şekillendirmede radyofrekans yardımıyla yapılan uygulama var mı?
BodyTite yeni nesil vücut şekillendirme ve sıkılaştırma yöntemi olarak biliniyor. Bu uygulama cildin sıkılaştırılmasında ve sarkmaların giderilmesinde kullanılan radyofrekans yardımlı yağ aldırma işlemi. Alt bedende göbek-bel-sırta uzanan simit bölgesi, bacak içleri, diz kapağı iç alanı ve üstüne uygulanıyor. Erkeklerde ise bel çevresi ve alt karına yapılabiliyor. Uygulamanın klasik liposuction yağ aldırma ameliyat yöntemine göre avantajı bulunuyor. İşlem sırasında verilen radyofrekans ses dalgaları yağ hücrelerinin hızlı bir şekilde parçalanmasını sağlıyor. Bu sayede yağ alma işlemi sırasında emilim daha kolay ve hızlı oluyor. Daha az ağrılı olurken cillte de az bir morarma meydana geliyor. Uygulamaların ömrü hep söylediğimiz gibi uygulama yapılan kişiye bağlı.
VÜCUDU ŞEKİLLENDİRİRKEN SELÜLİT VE ÇATLAK GÖRÜNTÜSÜNDEN DE KURTULABİLİR MİYİZ? NASIL? *
Selülit ve çatlakların görünümünü iyileştirmek mümkün. Bu iki cilt sorununda daha çok ameliyatsız cihazlı uygulamaları öneriyoruz. Radyofrekans, ultrason dalgaları ile çalışan ve spesifik bu sorunların iyileştirilmesi için gereken cihazlarla uygulamalar yapılabilir. Böylece kişinin durumuna göre belirlenecek seans sayılarına göre bu sorunlara çözüm bulunabilir. Bu uygulamalarla birlikte PRP, mezoterapi gibi işlemleri kombinleyerek etkisini de arttırabilirsiniz. Ancak burada özellikle belirtmek isterim ki, hastalar sihirli değnek ile dokunmamazı bekliyor. Oysa her şey emekle, sabırla ve seansları aksatmayarak oluyor. Daha etkin sonuç almak için kendilerine göre hazırlanan özel programa uymaları gerekiyor.