Çocuk ve ergen psikolojisi üzerine eğitim alan Psikolog Zülal Benli; çocuk gelişiminde oyunun önemini vurgulayarak, hangi durumlarda terapi almalarının uygun olacağını açıklıyor…
Mesleki olarak odaklandığınız alanlardan ve yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz?
Lisans eğitimim boyunca uzmanlığımı her zaman çocuk ve ergen üzerine yapmayı düşündüm, bunun yanı sıra çocuk ve ergen psikolojisi ile ilgili eğitimler aldım ve kendimi bu alanda geliştirmeye devam ediyorum. Şu anda da aktif olarak çocuk ve ergenlerle çalışıyorum. Kaygı, korku, depresyon, yeme bozuklukları, öfke, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, bağlanma sorunları, fobiler, yetersizlik, kardeş kıskançlığı sıklıkla çalıştığım alanlar diyebilirim.
Oyunun çocuk gelişiminde önemli bir rolünün olduğu birçok araştırmacı tarafından söylenmektedir. Peki, oyun terapisi nedir? Hangi çocuklar, ne zaman terapiye getirilmelidir?
Çocuklar bazen yaşadıkları problemlerle baş edemezler. İşte o anda terapiye ihtiyaçları vardır. Oyun terapisi ile çocuklar, kelimeleri kullanmak yerine oyun ve oyuncaklar aracılığıyla kendini ifade edebilmeyi, günlük yaşamında baş edemediği problemleri çözebilmeyi ve olumsuz davranışlarını değiştirebilmeyi öğrenir. Oyun terapisinin amacı, çocuğun kendini duygusal olarak iyi hissetmesini sağlamaktır.
• Kaygı ve stres
• Aşırı çekingenlik ve utangaçlık
• Davranış sorunları (vurma, küfür vb.)
• Kardeş kıskançlığı
• Öz güven ve sosyal beceri sorunları
• Uyku, yemek ve tuvalet sorunları
• Mastürbasyon
• Ailevi sorunlar
• Yas ve kayıp durumları
• Ebeveynlerin boşanması
• Toplumsal yaşam sorunları
• Akademik başarısızlık gibi problemlerde oyun terapisi uygulanır.
Her çocuk farklıdır ve farklı oyunlar oynar. Oyun terapisi süreci nasıldır ve çocuğa neler kazandırır?
Oyun terapisi süreci; çocuğun yaşadığı soruna, geçmişte ve bugün yaşadığı deneyimlere bağlıdır. Her çocuğun özelliği ve davranışları farklı olduğu gibi gereksinimleri ve sorunları da farklıdır. Bu yüzden oyun terapisi her çocukta aynı süreçleri takip ederek gitmez. Bazı çocuklarla haftada bir kere görüşmek gerekirken bazılarıyla iki haftada bir görüşmek yeterlidir.
Oyun terapisi; çocukların, duygularını daha iyi tanımalarını ve anlamalarını, problem çözme becerilerinin gelişmesini, öz güvenlerinin artmasını, kendilerini ifade edebilmelerini, öz kontrollerinin gelişmesini, davranış sorumluluğunu almalarını sağlar.
Anksiyete (kaygı) çocuklarda sık sık görülen bir problem. Peki, kaygı nedir, çocuklarda nasıl gözlemlenir ve ebeveyn bunu nasıl fark eder?
Kaygı, kişinin korku verici veya tehdit edici bir duruma karşı vermiş olduğu ruhsal ve bedensel bir tepkidir. Bu tepkiyi zaman zaman her insan yaşar: Bir kaza atlatıldığında, sınav öncesinde veya topluluk önünde bir konuşma yaparken olduğu gibi.
Herkesin yaşadığı bir duygu olan kaygı, sorunlarımızla baş etmemizi sağlarken, aynı zamanda tehlikeli durumlarda alternatif çözümleri hızlıca bulmamızı sağlıyor. Kaygılarımız kontrol edilmeyecek duruma gelmeye başlayıp günlük aktivitelerimizi engellediğinde ve huzursuz bir ruh haline bürünmemize neden olduğunda, bu durum kaygı ya da diğer adıyla anksiyete bozukluğuna dönüşüyor.
Çocuklarda kaygı bozukluğu belirtileri;
• Ruh halinde sinirlilik,
• Aşırı heyecan
• Düşünceleri toplamada güçlük
• Ağlama nöbetleri
• Mide bulantısı
• Huzursuzluk
• Dikkat dağınıklığı ile beraber odaklanma problemi
• Uyku bozukluğu
• Kalp atışının hızlanması gibi belirtiler görülebilir.
Ebeveynlere hangi kitapları önerirsiniz?
Ebeveynler, çocukların ihtiyacını anlayıp o ihtiyaca göre hareket etmelidir; ama bu bazen çok kolay olmayabilir. Bunun en kolay yolu çocukla oyun oynamak ve etkinlik yapmaktır. Bunun için de önereceğim bazı kitaplar:
• Korku Avcısı Çalışma Kitabı’nda; çocuğun kaygılarını ve korkularını anlayıp onlarla baş etme becerisi kazanmaları için egzersizler ve aktiviteler mevcut.
• Bütün Beyinli Çocuk Uygulama Rehberi’nde çocukların gelişmekte olan beyinlerini anlamak ve güçlendirmek için egzersizler ve aktiviteler mevcut.
Bu kitaplarla ebeveynlerin, çocuklarıyla keyifli vakit geçirebileceğini düşünüyorum.