Büyüdüğü coğrafyanın kendisine yön verdiğini her fırsatta dile getiren ER-BU İnşaat’ın son kuşak temsilcisi inşaat mühendisi Oğuz Çetin çalışma hayatını, ideallerini ve ilgi alanlarını MAG Business Okurlarıyla paylaşıyor ve gençlere kendilerini geliştirmeleri konusunda tavsiyeler veriyor.
Öncelikle kendinizden bahseder misiniz?
Eğitim öğretim hayatımı inşaat mühendisi olarak tamamladım.
Şu sıralar sıkça duyduğumuz “coğrafya kaderdir” cümlesi benim hayatıma gerçek manada yön vermiş bir cümledir. Çocukluğumu geçirdiğim topraklar büyük bir rol modellik yapmıştır bana. Muhteşem bir coğrafyada büyümek ve muhteşem işler yapmak birbirini tamamladı iş hayatımın ilk yıllarında.
Meslek seçimini nasıl yaptınız? Sizi bu mesleğe yönlendiren etkenler var mıydı?
Ülkemizde, dünya kültür mirasının eserlerine sahiplik eden birçok açık hava müzesi bulunuyor… Çok zor olmadı. Geçmişe baktım, geleceği gördüm. İnşa etmek, iskân etmek, restore etmek ve çocuklarımıza aktaracak mirasımıza sahip çıkmak gerekirdi. Profesyonel meslek seçimim çocukluğumda gizliydi ve keşfettim.
İdealinizi anlatır mısınız?
Çocukların millî tarih bilinci edinmelerini sağlamak ve ülkemizin her köşesindeki kültür varlıklarını, yaşanmış hikâyeleri doğru analiz edip ülkemizin ekonomik ve sosyokültürel gelişimine katma değerde bulunmak.
Çalışma hayatınızın keyifli yönleri neler?
Tarihin en derin sırlarına ermek ve somut olarak kültür varlığını ileriye, gelecek nesillere taşıyacak uygulamalar yapmak.
İş hayatınızdaki önceliklerinizden bahseder misiniz? İlkeleriniz neler?
Ülkemizin sahip olduğu mirası ileriye taşırken takım çalışmasına önem vermek ve profesyoneller ile çalışmak, bunu yaparken de uluslararası ölçüde hassasiyetleri gözlemek. İş hayatımda inandığım ilkelerden en önemli ikisi şöyledir: Taraf değil takım olma ruhu ve inandığımız düşünceleri savunurken diklenmeden dik durma hâlidir.
Başarılarınızın altında yatan nedir? Sizce başarı nedir?
Çalışmak… Çalışmak… Çalışmak… Cesaretle, azimle, inançla çalışmak… Başarı; hayat içerisinde, bahsettiğim kavramların bir arada çalışmasıdır. Başarı, doğru parametreler sonrası kaçınılmaz sondur. Sadece doğru zamanda doğru bakış açısını yakalamaktır.
Eskiden, şu an bulunduğunuz noktaya geleceğinizi düşünür müydünüz?
Bulunduğum nokta belki şu an başarı gibi görünse de daha alınacak çok yol ve yazılacak yeni hikâyeler olduğu için bunu bir süreç olarak görüyorum. Tepe noktası insan hikâyesi olan bir grafik gibi düşünmek lazım. Hayal ettiğinden daha da ileriye gidebilir. Hep sonsuzluğa doğru.
ER-BU İnşaat’ın hikâyesi nasıl başladı? Faaliyet alanları ve verdiği hizmetler neler?
ER-BU İnşaat 1982 yılında kurularak inşaat taahhüt sektöründe faaliyete geçmiştir. Kırk yılı aşkın tecrübenin sağlamış olduğu birikimle restorasyon, rekonstrüksiyon ve tarihî yapıların bütüncül olarak taşınmasında uluslararası sayılı firmalar arasındadır. Geçmiş ile bugünün arasında hizmet vermektedir. Dünya kültür mirasına hizmet etmeyi görev edinen tüm projelerinde büyümekte ve titizlikle çalışmalarına devam etmektedir. ER-BU İnşaat ailesi olarak tüm eserlere sabır ve muhabbetle yaklaşıyor, tarihi canlandıran dokunuşlarımızla dünya standartlarını hedefleyerek daima en iyi olanı sunmaya çalışıyoruz. Faaliyet alanlarımız; tarihî eser restorasyonu, rekonstrüksiyonu, tarihî eserlerin bütüncül olarak taşınması ve korunması, yol, köprü ve altyapı çalışmaları, tünel inşaatlarıdır. Aynı zamanda yenilenebilir enerji sektöründe hizmet etmekteyiz.
Restorasyon hizmetlerinizden, tarihe ve sanata saygı duyduğunuz anlaşılıyor. İş ve meslekî ilgi dışında, bu kavramların özel hayatınızdaki yeri nedir?
Özel hayatımda sanatla alakalı bir iki dalda çalışmalar yapmaktayım. Tamamladığım tüm projelerin yağlı boyayla tablolarını yapıp kişisel koleksiyonuma katıyorum.
Kendinizi geliştirmek için neler yapıyorsunuz?
Yaşam boyu öğrenme stratejisiyle sürekli kişisel gelişim tabanlı çalışmalar yapmaktayım. Her yıl en az altmış kitap okuma ve üç ülke gezme hedefim çerçevesinde gittiğim ülkelerde fuar, sergi ve çalışma gruplarını ziyaret ederek istişarelerde bulunuyorum. İletişim ve network kurmanın önemini iyi bilen insanlardan olduğumu düşünüyorum.
Yoğun bir günün ardından stresinizi atmak için neler yapıyorsunuz?
Çocuklarım ve eşimle at biniciliği, trekking, bisiklet sürmek ve snowboard gibi etkinlikler yapar, tüm stresimden kurtulurum. Unutmadan, gülümsemenin muhteşem bir iyileştirici etkiye sahip olduğuna inanıyorum.
Gençlere kendilerini geliştirmeleri için neler önerirsiniz?
Sosyal medyadan zaman ayırıp gerçek hayata adaptasyonu artırmalarını, çevrelerine meraklı gözlerle bakarak onu tanımalarını ve doğadaki kanunların sırrına vakıf olmalarını öneririm. İsteklerine, arzularına ve hedeflerine ulaşıncaya kadar ellerinden gelenin en iyisini yapmalarını, çok çalışmalarını öneririm.