Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışmasının Finalistlerini Yakından Tanıyalım

koza-genc-moda-tasarimcilari-yarismasinin-finalistlerini-yakindan-taniyalim

Moda endüstrisine girmek ve moda tasarımı alanında kariyer yapmak isteyen genç yeteneklerin keşfedilmesini sağlayan; genç tasarımcıları Türk moda sektörüne kazandırarak artı değer yaratan Koza düzenlendiği 30 yıl süresince Türkiye’nin en etkileyici moda arşivini yaratmıştır. Bu yıl düzenlenen yarışmanın, birbirinden yetenekli 10 finalistini yakından tanıyıp, tasarım hikayelerine kulak vermek istedik. Başlayalım!

Ada Çuhadar

Ben Ada Çuhadar. Gezgin ruhlu ancak mühendislerle dolu bir ailenin sayılardan çok görselliğe tutkun bir üyesi olarak Ankara’da büyüdüm.  Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Moda ve Tekstil Tasarımı Bölümü’nden 2022’de mezun oldum. Lisede uluslararası değişim öğrencisi olarak bir yıl Arjantin’de yaşadım. Bu kültürel deneyimin etkileri çalışmalarıma renk, doku ve duygu olarak yansıdı. Tasarımlarım hala farklı kültürlerin zaman ve mekan içerisindeki dinamik etkileşimlerinden ilham almaya devam ediyor. Bundan sonraki yolculuğumda büyüdüğüm coğrafyanın bana kazandırdığı bakış açısını, yenilikçi bir tavır ile bir araya getirerek sürdürülebilir ve zamansız tasarımlar yapmayı ve bunları küresel boyuta taşımayı hedefliyorum.

Koleksiyonumun adı “FUTURAMA.” Futurama, kendi kurguladığım ve günümüze paralel bir evren. Koleksiyonumu ikinci bir gerçeklikte yaşayan insanların 1970’lerin iç mekan dekorasyonları ve mobilya tasarımlarından etkilenerek giyinmeleri fikrinden yola çıkarak oluşturdum. Kalıplara vintage kesimlerin de yer aldığı, çoğunlukla yuvarlak hatlar hakim. Puf (puffy) montların da olduğu dış giyim ürünler, 70’lerin içi sünger doldurulmuş mobilyalarından esinlenerek hazırlandı. Renk paleti hippi kültürünün getirdiği canlı renkleri yansıtıyor. Baskıları ise retro-fütürizmin gözde olduğu yılların televizyonlarından yola çıkarak tasarladım. Kurguladığım bu evren, iklim krizine de gönderme yapıyor. Atmosfer kirliliği nedeniyle ciddi optik zehirlenme riski olan bu evrende gözlüksüz dışarı çıkılamıyor. Gözlüğün bir aksesuar olmaktan çıkıp bir zorunluluk haline gelmesiyle birlikte aksesuarlarda gözlük kılıfı ve gözlük ipi gibi detaylara özellikle yer verdim. Farklı bir gerçeklik algısıyla gelişen bu paralel evrenin getirdiği 20. yüzyıl estetiği, daha çok 18-35 yaş arasını hedefliyor.

Ahmet Can Encin

Merhaba! Ben Can Encin, 1996’da İzmir’de doğdum. Resim sanatına küçük yaşlarda başlayan ilgim zamanla moda ve tekstil tasarımına dönüştü. Ailemin de desteğiyle kariyer hedefim tasarım sektörü oldu. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil Bölümü’nü kazandım. Erasmus programı dahilinde bir dönem Düsseldorf, Almanya’da eğitim aldım. Bu süreçte, Norveçli şarkıcı Aurora için sahne kostümü tasarladım. Türkiye’ye döndükten sonra 29. Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışması’nda Bahar Korçan Özel Ödülünü kazandım.

Her varlığın, canlının zarar gördükçe kendini yenileme ve iyileştirme süreci başlar. 4.5 milyar yıldır dünyamıza güç ve varlık veren Güneş, dünyamızı iyileştirmek için kendi ısısını düşürmeye başladığı NASA’nın da öngördüğü 70 yıllık bir sürece girdi. Küresel iklim krizi ile olağan döngüsünden çıkan dünyaya, daha az ısı ve enerji vererek mini bir buzul çağının başlamasına sebep oldu. Yeni döngü de tahmin edilen ısının düşüşüyle birlikte artık insanlığı daha soğuk bir iklim bekliyor. Güneşten gelen parçacıkların azalmasıyla birlikte Kuzey ışıklarının “aurora” adı verilen görüntüsünün etkisinin azalması bekleniyor. Bu durum dünyada büyük bir hayranlık uyandıran aurorayı, nadir görülen bir gök olayına dönüştürmektedir. Koleksiyondaki figürler, Norveç’in soğuk ikliminde yasayan bir grup insanın nadir görülen auroralar peşinde, onları gözlemleyebilmek için yıldız tozlarını izleyerek gittikleri heyecanlı bir yolun hikayesini anlatıyor. Yeşil-sarı ve mavi-mor tonları koleksiyonu var eden bu hikayenin temel renk görünümünü oluşturuyor. Bu görünüm auroraların degradeli renk geçişleriyle birlikte tasarladıgım giysilere yansıyor. Soğuk iklim şartları için fonksiyonellik saglayan içi dolgulu parçalar ile birlikte outdoor bir özelliğe sahip olan kumaş tercihleri tasarlanan ürünlerde temel detayları oluşturuyor. Ana parçaları dağ botları, kar gözlükleri ve tırmanıcı ipler destekliyor. Sıcak soğuk ilişkisini bu koleksiyon üzerine düşünme ve sonrasında ise geliştirme yolculuğumun içerisine dahil eden tüm detaylar, yapı bozum tekniği, asimetrik ve oldukça kuplu parçaların kullanımı ile birlikte yeni bir tasarım dili geliştirmemde büyük bir rol oynamaktadır.

Ahmet Can Hızlı

2015 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi’nde Fransızca öğretmenliği okuyarak başladığım öğrenim hayatımı sorguladığım üç senenin ardından aynı üniversitenin tutkumu ve yeteneğimi ortaya koyabileceğim Moda Giyim Tasarımı Bölümü’ne geçiş yaparak 2022 Haziran ayında mezun oldum. İzmir’de öğrenim gördüğüm süreçte yaklaşık iki buçuk yıl görsel sanatlar üzerine çalışmalar yapan Artimprojects’te illüstrasyon atölyeleri liderliği yaptım. Stajyer tasarımcı olarak PVH Group’la çalışan hazır-giyim üreticisi TYH Tekstil ile çalışmalar yürüttükten sonra öğrenci değişim programı ile İtalya’da Accademia di Belle Arte di Macerata’da eğitim aldım. İtalya’dan dönüşümle birlikte öğrenimimin son yılındaki stajımı İstanbul’da Hakan Akkaya’nın yanında tamamladım. 

Genel tasarım sürecimde alt-kültür, kimlik ve cinsiyete dair konulara aktivist bir üslupla yaklaşıyorum. Koza için hazırladığım koleksiyon, toplumsal cinsiyet rollerinin medyadaki kadın temsiline bir eleştiri olarak doğdu. ‘’Kızı Okumuş Anası Dokumuş (KOAD)’’ koleksiyonu, temel ideolojisini Arts and Crafts Hareketi’ne dayandırarak geleneksel tekstil el sanatlarımızın kültürel sürdürebilirliğini sağlarken aynı zamanda maksimalist bir tavırla kadın üzerine inşa edilmiş cinsiyet rollerini eleştiriyor. TV programları üzerinden, gelin konseptli erkek egemen yapının kurgularına yoğunlaşarak geleneksel medyada kadın imgesinin konumlandırılmasına ve toplumsal cinsiyet rollerine vurgular yapıyor. “KOAD’’ gelenekseli aktarırken gitgide birey olmanın daha da zorlaştığı günümüz atmosferinde sanatçılar ve tasarımcıların kolektif bilincin ve farkındalığın oluşmasında oynadığı rolü ortaya koyuyor.

Ercan Tenekecioğlu

Merhaba! Ben Ercan Tenekecioğlu. 2015 yılında Marmara Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil Sanatları ve Moda Tasarımı Bölümü’nden mezun oldum. Eğitimimin ikinci yılında Arzu Kaprol mentorluğunda oluşturulmuş Studio Kaprol ekibine katıldım. Farklı disiplinlerin bir araya gelmesiyle oluşan bu kolektif ekiple 2012 yılında İstanbul, 2014’te Berlin Fashion Week kapsamında hazırladığımız koleksiyonları sunduk. 2012-2015 yılları arasında Arzu Kaprol markasında desen tasarımcısı olarak yer aldım. Üniversite eğitimimin son yılını Erasmus programı kapsamında Prag Palacký Üniversitesi’nde tamamladım. Mezuniyetimle birlikte 2015-2019 yıllarında NU markası bünyesinde senior designer olarak çalıştım.  2020’de 28. Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışması’nda ilk 10 Finalist arasında yer aldım. 2019-2022 yılları arasında Hakaan Yıldırım markasında tasarımcı olarak premiere ustalar ile birlikte couture işçiliğini deneyimleme şansı buldum.

Koleksiyonlarımı romantik dokunuş ekleyebileceğim hikayeler üzerinden kurgulamayı seviyorum. Silüetlerimi; bazen daha dinamik ve sert formlar bazen de oldukça yumuşak ve dökümlü formlar üzerinden tasarlıyorum. Koza için hazırladığım son koleksiyonum da bahsettiğim bu zıtlıkların güzel bir dengesi ile oluştu.  Koleksiyonumun adı  “Roses Are Red.” Oscar Wilde’ın  “The Nightingale and the Rose” adlı eserinden ilham alarak tasarladığım bir koleksiyon oldu. Koleksiyonumda, bülbülün yolculuğunu ve gülün dönüşümünü, alışılagelmiş ürünlerin farklı  formlara dönüşerek yeniden hayat bulması ile görmekteyiz. Üç iplik örme kumaşların taşlanmış ipek satenler ile garnilenmesi ve sweatshirtlerin bir dönüşüm anını metaforlaştıran yapıları gülün değişimini simgelemektedir.

Feyza Nur Çilingir

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde okuyorum. Suat Akdemir isimli soyut sanatçının asistanı olarak çalıştım. Çalık Denim ve Twist gibi markaların projelerinde yer aldım. Hakaan Yıldırım 2021 MBFWI koleksiyonunun tasarımcı ekibinde yer aldım. Altier Eğitim Kurumları’nda aldığım kalıp eğitiminin ardından 2021 Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışması’nda finalist olmaya hak kazandım. IDMIB 22 Ayakkabı Tasarımı Yarışması’nda finalistim. Özlem Kaya markasında stajyer asistanlık yapıyorum. Modanın yanında sanat, felsefe ve resimle ilgileniyorum.

Koleksiyon “Evli Evine, Köylü Köyüne” kurulu düzeninin değişmemesini konu alıyor. Eski çağlarda kaldığı düşünülen insan işgalinin gizliden gizliye form değiştirilerek yaşatıldığına, modern mimarilerin içinde yuvalandığına işaret ediyor. Feodal olarak da Türk Anadolu toplumunda yaygın olan “ağa rejimini” örnek gösteriyor. Geçmiş hayattaki deneyimlerinden uslanmayan ve aynı sistemi devam ettirmeye çalışan, farklı hayatlarda “modern ağaların” kendileriyle yüzleşmeleri. Teknolojik gelişmeler sonucunda insanlığın ilerlemesi beklenirken derebeylik ve ağalık gibi sistemlerin devam ediş sürecini ele alıyor. Günümüzün sorunlarından biri olan “evden çalışma” sisteminin sanıldığı kadar masum ve özgür olmadığı, sistem tarafından işgal edilişini işliyorum. 

Maide Özer

Merhaba, ben Maide Özer. Kendimi bildim bileli estetik konularda seçim yapmakta titiz davranan biri oldum. Bu nedenle elimdekileri sahip olduğum üretme enerjisi ile kendimden, düşüncelerimden, hissettiklerimden bir kesit yansıtma amacı ile dönüştürme ihtiyacı duydum. Yıllardır sanat ve çizim alanında almış olduğum eğitimim, 2016 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü’nü kazanmamla tasarım alanına evrildi. Hayal ettiğim alanda başlangıç yapmanın verdiği heyecanla hayatım hızla şekillenerek değişti. Bazen hayran kaldığım bir hikayeyi, bazen de bir duygu durumunu koleksiyonlarımda konu almamla, tasarımlarımın benim sesim olmaya başladığını gözlemlemeye başladım. Sağladığı pek çok imkanla beraber kendime özgü değerler kazandırmamda bana destek olan okulumdan bu sene mezun oldum. Şu anda freelance olarak çalışıyorum. Günden güne artan heyecanımla gelecekte de moda tasarımı ve illüstrasyon alanında özgün çalışmalar üretmeyi hedefliyorum.

Şu anda Koza yarışmasında finale kaldığım ve üretimi üzerinde çalıştığım koleksiyonumun ismi “OBSCURA.” Yaşanmış bir hikayeden ilham alarak oluşturduğum temamda ölümünden sonra keşfedilmiş olan fotoğraf sanatçısı Vivian Maier’in gizemli hayat hikayesini konu aldım. Onun hikayesini, kendisinin gizlice çekmiş olduğu fotoğraflardan ilham alarak yaptığım illüstrasyonlarla, kumaşlara çeşitli teknikler kullanarak aktarmaya çalıştım. Vivian gibi göze çarpmayan siluetlerin kendi halinde olma dertlerinin arkasında sıra dışı hikayeleri olduğunu düşünüyorum. Bu koleksiyonumla özel hikayelerin detaylarda gizli olabileceği duygusunu hissettirmeyi amaçladım. Benim de giysi ve aksesuarlarda en fazla aradığım özellik, zamansız parçalar olması ve kendilerine ait hikayeler taşıması. Bu yaklaşımım ile Vivian’ın hikayesinin arasındaki paralelliğin koleksiyonumun güçlü noktası olduğuna inanıyorum.

Melis Küçükyılmaz

1998 yılında Kadıköy, İstanbul’da doğdum. Güzel Sanatlar Lisesi Resim Bölümü’nde eğitim aldım. 2016’da Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü’nü birincilikle kazandım ve 2019 bahar döneminde Erasmus değişim programı ile Tomas Bata Üniversitesi’nde ayakkabı ve moda tasarım eğitimi aldım. Aynı yıl dokuma stajımı tamamladım. 2021’de birincilikle mezun oldum ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde yüksek lisans eğitimime başladım. Bu süreçte Özlem Süer House’ta altı ay boyunca deneyim kazandım. 2022 yılı Mayıs ayından itibaren İstanbul Teknik Üniversitesi’nde Moda Tasarım alanında araştırma görevlisi olarak çalışmaktayım. 

Margot adlı koleksiyonumda Michael Bulgakov’un yazdığı “Usta ve Margarita” adlı kitaptan ilham aldım. Aynı zamanda koleksiyona ismini de vermiş̧ olan kitabın ana karakteri Margarita’nın sevgilisini kurtarmak için şeytanla yaptığı anlaşma üzerine Margot isimli bir cadıya dönüşmesi koleksiyonun ana hatlarını çizdi. Referans aldığım kitaptaki karakterler ve hikayenin geçtiği 1930’ların Moskova şehri, koleksiyonun genel görünümünü büyük oranda etkiledi. Şeytan, Behemot, Azezello, Usta ve Margarita karakterlerinin özelliklerini, yapılarını ve alışkanlıklarını form, desen ve detaylarda kullandım. 

Nida Uzun

Ben Nida Uzun. 14 Ocak1994’te Yalova’da doğdum. Nocturne firmasında çalışıyorum. Kimya mühendisliği bölümünü bitirdikten sonra aklımda her zaman yer alan ve tutkum olan moda tasarımına yönelmek için Faruk Saraç Tasarım Meslek Yüksekokulu’nda Moda Tasarım Bölümü’nden mezun oldum. Kendimi bildim bileli çizdiklerimi tasarlayıp dikmekten büyük keyif alan biriyim. Tasarımlarımı hayata geçirirken, sürecin soyut ve somut her aşamasını yapabilme potansiyeline sahibim.

Koleksiyonum ilhamını yaşamlarına her zaman özenerek baktığımız, salaşlıklarına hayran kaldığımız, müzikleriyle neşelenip darbukalarıyla coştuğumuz bir topluluktan alıyor. Yaşamları boyunca göç eden kavimler onlar… Göç onlar için tamamen bilinmezliğe açılan bir yol. Tarih boyunca hiç değişmeyen vatansızlık hayatlarında bir tür “görünmezlik” yaratmıştır. Bu görünmezliği görünür hale getirmek koleksiyonun kilit noktası.  Bu koleksiyon Romanların renklerine, desenlerine ve yaşam biçimlerine dayanıyor. 

Sude Keskin

Merhaba, ben Sude Keskin. 21 yaşındayım ve İstanbul’da yaşıyorum. Modaya olan ilgim çok küçük yaşlarda başladı ve bir tutkuya dönüştü; eğitim hayatım ve kariyer hedeflerim bu doğrultuda gelişti. Şu an Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü 3. sınıf öğrencisiyim. Eğitim hayatım devam ederken bir dönem tasarımcı asistanlığı yaptım. Şu anda da freelance olarak çalışmaktayım. 

Koleksiyonumun teması insan çağı anlamına gelen “Antroposen.” Bilinçsiz tüketim alışkanlıklarımızın arttığı bu dönem yuvamızı mahvediyor ve kendi sonumuzu hazırlamaktayız. Biz tasarımcılara düşenin, bu sonun gelişinin bilincinde farkındalık yaratacak ve karbon ayak izimizi azaltacak tasarımlara yönelmek olduğunu düşünüyorum. Ben de bu bağlamda ekolojik kumaşlardan oluşturulmuş ve insanlarda bu önemli sorun ile ilgili farkındalık yaratabilecek bir koleksiyon hazırladım.

Şakir Buldan

Merhaba, ben Şakir Buldan. 2000 yılında İzmir’de doğdum ve çocukluğumu orada geçirdim. 2018’de İstanbul’a geldim. İstanbul Aydın Üniversitesi’nde moda tasarım eğitimi aldım. Aynı zamanda çeşitli tasarım markalarında staj yaparak sektöre giriş yaptım. Sonrasında Sudietuz markasının tasarım ekibinde uzun bir süre aktif olarak çalıştım. Aynı zamanda büyük hazır giyim markalarının tasarımcı iş birliklerinde yer aldım. Algida ve benzeri büyük firmaların reklam filmleri için kostüm tasarımı yaptım. Tasarımcı kimliğimi oluştururken iç dünyamdaki duygusal ve romantik kişilikten besleniyorum ve bunu jenerasyonumun yeni “moda” algısıyla birleştirerek kendi özgün tarzımı yaratmaya çalışıyorum. Şu anda güncel olarak Atölye Craft’ın yeni queer temalı oyunu için kostüm tasarımı yapıyorum. 

Koleksiyonum için çok heyecanlı ve mutluyum; benim için çok özel bir hikayeye dayanıyor. İlhamını en sevdiğim ve bana her zaman güç veren yönetmen olan Sofia Coppola’nın yönettiği “The Virgin Suicides” filminden alıyor, fakat ben koleksiyonumda bu üzücü hikayeye alternatif bir son yazıp Lisbon kardeşlerin baskı altında olmadığı veya baskıya boyun eğmediği yeni bir gerçeklik kurguluyorum. Filmden yakalayabildiğim ipuçları ile aile baskısı altındaki kızların örtülü ve gerçek kişilikleri hakkında fikirler edinerek koleksiyonuma yansıtıyorum. Uzak Doğu, Viktoryen Dönem ve Rock kültürlerinin iç içe geçtiği bir füzyon oluşturuyor ve sunuyorum. 

Benzer İçerikler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir