Yeni normalleşmeye gırdık, ofiste, sokakta, tatilde, alışverişte, sahilde, sporda ve hatta sosyete pazarlarında belli düzenlemelerle yaşayacağız. Peki ya aşkta? Buluşmalar maskeli, flörtler seviyeli, cinsellik sosyal mesafeli mı olacak? Dikkat; hazza koşarken korona’ya yakalanmayın!
Karantina dönemi ilişkiler açısından kesinlikle bir milattı. “İnsanlar sağlıklarının peşindeydi, sen ne diyorsun” demeyin. Çünkü evlerde büyük fırtınalar koptu. Uzun zamandır bu derece yan yana, diz dize yaşamayan çiftlerin birbirlerine olan tahammül sınırları azaldı, boşanmalar arttı, gizli âşıklar buluşamaz, sevişemez oldu, salgın öncesi yeni aşka düşenler ilk randevuyu kaçırdı, tek gecelik ilişkiler korona sansürüne uğradı, bazıları eşinin ya da sevgilisinin kendisini aldattığını öğrendi ve buna rağmen aynı çatı altında yaşamaya devam etti… İlişkisi kötü giden ama korona günlerinde yeniden birbirini keşfetme şansı yakalayanların da durumu düzelttiği duyuldu. Kısaca evlerde çeşit çeşit manzaralar yaşandı.
Aşk engel tanımaz derler, tanımadı da, çöpçatanlık uygulamalarını indirenlerin sayısı karantina dönemi giderek artarken sosyalleşme bittiği için bekarlar ruh ikizini sanal arkadaşlık sitelerinde aramaya başladı. Buluşmalar online gerçekleşirken insanlar görüntülü konuşma programları için giyindi, süslendi, randevulaştı. Arkadaşlık uygulaması Bumble’ın İngiltere’de yaptığı araştırmaya göre kişiler profillerini de korona’ya göre düzenliyor. Tıpkı, “karantinada partner arıyorum” ya da “korona sonrası en güzel restoranda benimle kim yemek yemek ister” gibi… İlişki arayanların profillerine “korona testim negatiftir” ibaresi koydurmalarına bile şaşırmamak gerek.
Ve normalleşme başladı, kendimizi sanaldan gerçek dünyaya, sokağa, sosyalleşmeye ve aşka bırakmak için fazlasıyla bekledik de nasıl bırakacağız? Korona tanıyor ancak aşk sosyal mesafe mi tanır? Bana bir şey olmaz diyen yurdumun güçlü, kuvvetli ve maço erkeği ilk buluşmaya maskesiyle, yurdumun kadınıysa rujsuz gitmeye hazır mı? Peki ya sevişgenler? “Bir dakika aşkım elimi kolonyalayıp sana öyle dokunayım” mı diyecek? Aylardır #evdekalanaşk bakalım virüsle nasıl flörtleşecek?
ARZU RİSK SEVER
Az sayıdaki şüpheci tipler ilk buluşma öncesi bazı sorular sorsa da ve görüşme sosyal mesafe kuralına uygun, maskeli geçse de ateşin yükseldiği ikinci ve üçüncü buluşmalarda çiftler virüs falan dinlemeyecek. Aşk gizemdir deyip maskenin bir doz heyecan kattığını düşünmek bile ateş bacayı sardığında pek mümkün olmayacak gibi görünüyor. Romantik ve temkinli tiplerde belki ilk öpücük biraz gecikecek, belki çiftler birbirlerini tanımak için kendilerine normalden daha fazla zaman ayıracak ama her iki taraf da istiyorsa aylardır beklemenin verdiği heyecanla maske ve eldivenler atılacak. An itibariyle sokaklarda gördüğümüz maskesiz ve mesafesiz sosyalleşen tiplerin söz konusu aşk olduğunda mantığın değil içgüdülerinin peşinden koşacakları çok net. İlk buluşmaya maske ve eldivenle gelmek, her iki lafı dezenfektanla bölmek işin büyüsünü ve romantizmini azaltacağından bu senaryo da pek rağbet görmeyeceğe benziyor.
İlk etabı atlayıp direkt sonuca, hızlıca yatağa gidenlerin ise korona’yı dert etmeyecekleri aşikar. İlişkilerde plansız programsız, hızlı ve cesur davranan haz odaklılar korona’ya çoktan meydan okumaya başladı bile. Düşünsenize sevişmek için sabırsızca kendilerini eve atan ama birbirinin üzerine atlamak yerine tuvalete koşan, el yıkayan, maskesini asmak için yer arayan tipler. Pek gerçekçi görünmüyor. Çünkü anı yaşamanın, sorgulamamanın, adrenalinin adresi olan aşk ve cinsellik, üzerinde düşünecek bir konu değil. Gelir ve hızlıca yaşanır, dolayısıyla korona’yı ve hiçbir şeyi takmaz.
Bir de işin şu boyutu var: Arzu her daim riski ve imkansızı sever. Korona da yeni risk olduğuna göre aşkı daha da çok çekeceğine şüphe yok.
Pelin Dündar, nam-ı diğer Pinkfreud de virüsün aşkı engelleyemeyeceğinden yana: “Flörtü hiçbir virüs durduramaz, içi çeken maske falan dinlemez. Karantinanın engel tanımadığı çiftler biliyorum, hatta bu sosyal hayatsız geçen süre daha da hızlandıracak bence başka şeyleri. Kimsenin bekleyesi, ölçüp biçesi, tartası kalmadı artık.”
Yazar Oben Budak olası bir ikinci dalgaya kadar insanların aşk alışkanlıklar��nda değişiklik yaşanmayacağını anlatıyor:
“Bu konuyu mart ortasında konuşsak kendi adıma anca eylül ya da ekim gibi bir sevgilim olur ve bundan sonra tek eşlilik yükselir diye cevaplardım. Ama şu an yaşadığım Yunanistan’da günlük Covid-19 vakası günde iki kişiye düşünce Atina’da hayat kaldığı yerden devam ediyor. İlk haftalar dirsek selamı ile geçiştiriyorduk sonra sarılıp öpüşme başladı bile. İnsanlar hiçbir şey olmamış gibi davranınca sen de gaza geliyorsun. Mesela barların açıldığı ilk hafta elimize içkimizi alıp karşı kaldırımdan eğlenen insanları izleyerek sosyalleştik. Fakat sonraki hafta ben de aralarında dans ediyordum. Korkuyoruz ama geçiyor. İkinci dalgaya kadar insanların alışkanlıklarında çok fazla değişiklik olacağını sanmıyorum.
Buluşma aplikasyonları ise hiç ara vermedi gibi bir şey. Korona döneminde bile insanlar görüşmeye ve sevişmeye devam etti aslında. Özellikle 20’li yaşların umurunda bile olmadığını kabul edelim. 35 üstü ise biraz daha temkinli, geneli mekanların açılmasına kadar bekledi. Yasaklar kalkınca da önceden tanışılmış flörtlerle, o çok beklenen kavuşmalar yaşandı. Tanıdık bildik biriyle beraber olmak daha iyi bir seçim gibi geliyor insanlara. Ama zannedildiği gibi tek eşliliğin yükselmesi konusu fazla romantik kaldı. Zaten koronavirüs bile tek eşliliği gündem yapmayacaksa artık bir daha o konuyu açmamak lazım galiba. Sadece bir şey var ki, evden çalışmak flört için önemli bir kriter. Freelance olup daha az kişiyle temas altında olanlar, kalabalık holdinglerde çalışan beyaz yakalılardan çok daha gözde artık. Flörtleşme muhabbetinin ilk sorularından biri ‘evden mi çalışıyorsun’. Ona göre herkes kendini hazırlasın. Bir de korunmasız seksin iyice tarihe karışacağını düşünüyorum. Bunu teklif edenlere çılgınsın demek en doğrusu olur.”
“ATEŞİNİ ÖLÇTÜR, ATEŞİNİ SÖNDÜR”
Korona yiğitliğe sığmaz algısı da oldukça fazla. Biz gibi ataerkil ülkelerde alaturka erkeklerin maske ve eldivenle kız tavlamaya gideceğini düşünebiliyor musunuz? Bana bir şey olmaz kafası maçolukla çarpıldığında ortalık maskesiz ve sosyal mesafe kuralına uymayan erkeklerle dolacak ve doluyor net. “Benim erkeğim korona’dan korkmaz” diye düşünen kadınların da az olmadığını varsayarsak hayatın eskisinden de hızlı bir şekilde devam edeceğine şüphe yok.
Bakın ne diyor yazar ve stand-up’çı Deniz Özturhan: “Karantina sonrası ilk flörtlere, güzide Kadıköy’ümüzde ve Moda sahilinde denk gelmiş biri olarak şunu söyleyebilirim. Flört Covid tutmuyormuş. Özellikle gençlerin kafası çok rahat, ‘bu virüs bize bir şey yapmaz, yaşlılar düşünsün’ coşkusu içindeler. Çok da haksız sayılmazlar. Daha orta yaşlarda bireylerin flörtünde biraz değişim görülecektir. Lakin orada da erkekler güçlü, kadınlar güzel görünmek adına maskeyi takmayacaklar bana kalırsa. Belki önce beraber ateş ölçtürüp sonra öpüşülür. Eğlence mekanları buna imkan sağlayacak ‘ateşini ölçtür, ateşini söndür’ noktaları tasarlayabilir. Bu küçük reklamcı şakalarını saymazsak, flörtte çok değişim yaşanacağını sanmıyorum.”
“KİMSE ELİNDE KOLONYAYLA SEVİŞMEYECEK”
Kocan Kadar Konuş, Süreya Kuaför Salonu gibi kitapların yazarı, senarist Şebnem Burcuoğlu ise karantinanın arkadaşlık sitelerinin popülerliğini artırdığını anlatırken aşkın virüse takılmayacağını söylüyor: “Karantina döneminde online arkadaşlık platformları coştu diyebilirim. Düşünün ki kadın kullanıcılar yüzde 25, erkekler yüzde 20, eşleşme oranlarıysa yüzde 40 artış gösterdi. Tinder bu ay itibariyle video-dating seçeneğini hayata geçiriyor. Hayırlı tanışmalara vesile olan Houseparty uygulamasında ise sadece bir ay içinde 17 milyon indirmeyle yüzde 70 büyümeden söz ediyorlar. E hal böyle olunca özellikle bekarlar cephesinde yeşerecek flörtleşmeler dörtnala başlayacak diyebilirim ki zaten duyduk sağdan soldan millet çok da boş kalmadı, gizli buluşmalar yaşandı ve kimsenin yüzünde maskeyle, elinde kolonyayla seviştiğini düşünmüyorum. Benim aklıma takılan asıl soru şu: Pandemi döneminde şefkat arayanlar, ilişkide daha düzgün biri olmaya söz verenler her şey normale döndüğünde bu sözlerinden cayacak mı? Sanki cayacak gibi duruyorlar çünkü biz insanlar her şeyi kolayca unutuyoruz.”
KORONA SONRASI AŞK HARİTASI
Merkezi New York’ta bulunan mobil tanışma uygulaması OkCupid’in Türkiye Pazarlama Müdürü Ezgi Ceren Işık sanal flörtler hakkında bilgi verirken korona sonrası aşkın haritasını çiziyor:
“Covid-19’la birlikte yepyeni iletişim modelleri keşfettiğimiz bir döneme geçtik. Sanal flörtler bu dönemde daha da ivme kazandı. Bunu veriler de doğrular nitelikte. Dünya genelinde OkCupid eşleşmeleri yüzde 10 arttı. Aynı şekilde uygulama içi sohbetler de bekarların sanal flörte yönelmesiyle yüzde 20 arttı.”
VİRÜS YENİ İNSANLARLA TANIŞMAK İÇİN ENGEL DEĞİL!
“Dünya genelinde OkCupid kullanıcıların kişisel profilinde koronavirüsten bahsedilme oranında da yüzde 900’lük bir artış görüldü. Biz de bundan yola çıkarak yaşadığımız dönemle ilgili sorular ekledik. Örneğin daha sürecin başında eklediğimiz ‘yeni biri ile tanışmak için bu dönemde dışarı çıkar mısınız?’ sorusunun yanıtları hayli ilginçti. Dünya genelinde cevaplara göre kullanıcıların yüzde 88’i virüse rağmen yeni insanlarla tanışmak için dışarı çıkmaya sıcak bakıyordu. Listenin başını yüzde 97 ile Hırvatistan çekerken listenin sonunda yüzde 45 ile virüsün en hızlı yayıldığı ülkelerden İtalya yer alıyordu. Türklerin de yüzde 80’i virüsü yeni biri ile tanışmanın önünde engel olarak görmüyordu. Ancak sürecin ilerleyişine göre bu durum değişti. Biz de bunun üzerine sanal aşklar, karantina sonrası ilk tatile gitmek istenilen rotalar gibi o an ortak bir nokta oluşturacak sorular ekledik. Mesela ‘fiziksel temas olmadan duygusal temasa inanıyor musun?’, ‘birini fiziki olarak görmeden ona seni seviyorum der misin?’, ‘daha önce sanal flört yaşadın mı?’, ‘korona dönemi bittiğinde bu dönemde edindiğin hangi flört alışkanlığına devam edeceksin?’ gibi sorular öne çıktı. Bunun yanı sıra değişen tüketim alışkanlıklarına dokunan ‘Instagram canlı yayınlarını seviyor musun?’ gibi sorularımız da oldu. Hatta Türk kullanıcılar yüzde 84 oranında bu soruya hayır yanıtını verdi.”
KORONA SONRASI NEREDE, NASIL BULUŞULACAK?
“Tam olarak spesifik yanıtlar olmasa da ‘sosyal mesafe bittiğinde en çok ne yapmak istiyorsun?’ ya da ‘sosyal mesafe döneminde edindiğin hangi alışkanlıkları sonrasında da sürdüreceksin?’ gibi sorular mevcut. Bunların yanıtlarına bakacak olursak Türklerin yüzde 59’u dışarıda yemeğe veya bir şeyler içmeye gideceğini söylüyor. ‘Sadece dışarıda vakit geçireceğim’ diyenlerin oranı yüzde 23’ken, bunu yüzde 12 ile ‘aile ve arkadaşlarımla görüşeceğim’ yanıtı takip ediyor. Müze ziyareti veya farklı bir kültürel aktivite hayali kuranların oranı ise yüzde altı. Bu oran kadın/erkek dağılımında da farklılaşıyor. Örneğin, erkeklerin yüzde 78’i dışarıda yemeğe veya bir şeyler içmeye gideceğini söylerken, yüzde 22’si de dışarıda vakit geçirmeyi seçip diğer detaylı yanıtlarla ilgilenmemiş. Kadınlarda ise daha spesifik bir dağılım söz konusu. Aynı şekilde korona sonrası alışkanlıklar da değişiklik gösteriyor. Örneğin, Türklerin neredeyse yarısı (yüzde 46) sosyal mesafe dönemi sona erdiğinde de telefon görüşmelerine devam edeceğini söylüyor. Aynı şekilde yüzde 27’si de görüntülü konuşmaları bırakmayı düşünmüyor. Sanal flörte devam edeceğini söyleyenlerin oranı ise yüzde 18.”
Yazı: Selin Miloşyan
ELLE Temmuz- Ağustos 2020 sayısından alınmıştır.