Kalp Sağlığı Hakkında Bilmeniz Gereken Mitler Ve Gerçekler

kalp-sagligi-hakkinda-bilmeniz-gereken-mitler-ve-gercekler

Kalp sağlığıyla ilgili en yaygın mitleri ve gerçekleri bilmek ve açıklığa kavuşturmak, kalbinizi korumanın ilk adımıdır. Daha fazla bilgi edinin!

Kardiyovasküler hastalıklar, dünya çapında engelliliğin ve ölümün önde gelen nedenlerinden birini temsil etmektedir. Ancak, insanlar bu koşullar ve bunların nasıl önleneceği hakkında çok az şey biliyor. İşte kalp sağlığı hakkında en yaygın mitler ve gerçekler.

Bugün, Dünya Sağlık Örgütü (WHO), kardiyovasküler hastalıkların her yıl dünya çapında 17 milyondan fazla ölümden sorumlu olduğunu tahmin ediyor. Kalp sağlığı, obezite, sigara, hiperkolesterolemi ve hareketsiz yaşam tarzı gibi faktörler tarafından tehlikeye atılıyor.

Kalp sorunları eski çağlardan beri bilinmektedir ve insanoğlunun gelişimi boyunca eşlik etmiştir. Bu gerçek, kalp sağlığı hakkında nesilden nesile aktarılan çok sayıda mitin varlığını şartlandırmıştır.

Neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilmek, bu koşulları önlemek için esastır. İşte kalp hastalığı hakkında 11 efsane ve gerçek.

1. Kalp hastalığı sadece yaşlıları etkiler

İleri yaş, miyokard enfarktüsü, yüksek tansiyon ve kalp yetmezliği gibi kardiyovasküler durumların gelişimi için önemli bir risk faktörüdür. Ancak kardiyomiyopatiler ve kapak patolojileri hayatın herhangi bir döneminde ortaya çıkabilir.

Benzer şekilde, gençlik döneminde sağlıklı bir yaşam tarzını sürdürmek, daha sonraki yaşamda bu hastalıkların riskini azaltmak için anahtardır. Bu anlamda, gençken kalbinize iyi bakmanın gerekli olmadığını düşünmek yanlıştır.

2. Kalp hastalığı kadınlardan çok erkekleri etkiliyor

Kalp problemlerinin erkeklerde görülme sıklığının daha yüksek olduğu iyi bilinmektedir. Çalışmalar, östrojen düzeylerinin kadın cinsinin gençlik ve yetişkinlik döneminde bu koşullara daha az maruz kalmasını sağladığını doğrulamaktadır.

Ancak yaşlı erişkinlerde prevalans kadın ve erkeklerde aynıdır. Bu, menopozdaki kadınlarda östrojen eksikliğinin bir sonucudur. Hormon replasman tedavisi kardiyovasküler risklerini azaltabilir.

3. Semptomlarım yoksa yüksek tansiyonum olamaz

Yüksek tansiyon sessiz bir katil olarak kabul edilir. Genellikle vücutta kademeli olarak ortaya çıkar, bu nedenle ortaya çıktıkça vücut değişime uyum sağlamaya çalışır. Bu nedenle, insanların bu durumdan şüphelenmelerine neden olacak herhangi bir semptom yaşamaması yaygındır.

Vakaların çoğu, hastalığın dekompansasyonu veya rutin bir tetkikte tesadüfi bir bulgunun sonucu olarak ileri evrelerde teşhis edilir. Bu anlamda gençlerde, erişkinlerde ve yaşlılarda rakamların periyodik olarak değerlendirilmesi çok önemlidir.

Klinik yönergelere göre düzenli kan basıncı ölçümü, kalp problemlerinin erken tespit edilmesini sağlar.

Bunu da okumak isteyebileceğinizi düşünüyoruz: Egzersiz Yapmak Beyinde Nasıl Bir Etki Yaratır?

4. Efsane: Tüm göğüs ağrıları kalp krizidir

İnsanlar genellikle herhangi bir göğüs rahatsızlığı hissettiklerinde paniğe kapılırlar. Bununla birlikte, göğüs ağrısına çok çeşitli nedenler neden olabilir. Akciğerler, plevra, perikard, cilt, kaslar ve eklemlerdeki problemlerde durum böyledir.

Kalp krizi genellikle göğsün ortasında, sol omuza ve çeneye uzanan, sıkıştırıcı bir ağrı olarak ortaya çıkar. Bu rahatsızlık genellikle 30 dakikadan fazla sürer ve analjeziklerle geçmez. Ayrıca mide bulantısı, terleme, nefes darlığı ve çarpıntı da eşlik eder.

5. Göğüs ağrısı olmadan kalp krizi geçiremezsiniz

Bu, kalp sağlığı ile ilgili en yaygın mitlerden biridir. Kalp krizlerinin kendini gösterme şekli herkes için her zaman aynı değildir.

Bazı kadınlarda sırt, boyun veya kollarda ağrı gibi hafif veya karakteristik olmayan semptomlar olabilir. Kalp krizinden şüpheleniyorsanız, mümkün olan en kısa sürede tıbbi yardım almaktan çekinmeyin.

6. Korku ve rahatsızlık kalp krizine neden olabilir

Güçlü duygular ve kaygı krizleri, hassas kişilerde kalp krizini hızlandırabilir. Her iki durumda da, kan basıncı seviyelerini ve vücuttaki talepleri arttırırlar, bu da kardiyak talebi arttırır ve kalbin oksijenlenmesini azaltır.

Yaşlılarda ve daha önce kalp krizi geçirmiş hastalarda özel dikkat gösterilmelidir. Stres düzeylerinin düşürülmesi ve öfke kontrolü terapileri kalp krizlerini önlemede çok önemli bir rol oynamaktadır.

7. Kalp krizi geçirdikten sonra herhangi bir egzersiz yapamazsınız

Kalp sağlığıyla ilgili en yaygın mitlerden biri, kalp krizinden sonra nüksetme riski nedeniyle egzersiz yapmamanız gerektiğidir. Ancak araştırmalar, kalp hastalarının rehabilitasyonunda fiziksel aktivitenin gerekli olduğunu göstermektedir.

Spor seansları, yürüyüş veya koşu gibi düşük yoğunluklu aerobik egzersizlerle kademeli olarak başlamalıdır. Bu şekilde kan basıncını, kiloyu, kalp fonksiyonunu ve nüks riskini kontrol etmek ve iyileştirmek mümkündür.

Anaerobik ağırlık kaldırma egzersizleri önerilmez. En uygun hareketler için bir uzmana danışılmalıdır.

8. Efsane: Diyabet, kalp problemleri riskinizi artırmaz

Diabetes mellitus, dünya çapında yüksek prevalansa sahip ve genellikle kalp problemleriyle örtüşen bir durumdur. Araştırmalar, orta vadede diyabet sahibi olmak ile arteriyel hipertansiyon geliştirmek arasında güçlü bir evrimsel ilişki olduğunu doğrulamaktadır.

Diyabetin kendisi kalp sağlığı için bir risk faktörüdür. Vasküler dinamikleri ve vücudun ihtiyaçlarını değiştirir.

9. Omega-3 açısından zengin takviyeler kalp sağlığı için gereklidir

Şu anda, çok sayıda çalışma, omega-3 tüketiminin koroner patolojilerin önlenmesinde önemli yararlı etkileri olduğunu doğrulamaktadır. Bununla birlikte, ana terapötik kılavuzlar, bu besinin diyet yoluyla ve daha az ölçüde takviyeler şeklinde alınmasını destekler.

Ana protein kaynağı balık olan Akdeniz diyetleri en iyi seçenekler arasındadır. Benzer şekilde kızarmış deniz ürünleri tüketiminden kaçınılmalı ve yeterli miktarda sebze, meyve, bakliyat ve tam tahıl alımına önem verilmelidir.

Akdeniz diyeti her zaman kalp koruması için yeterli bir plan olarak önerilmiştir.

Bu makaleyi beğendiniz mi? Şunu da okumak isteyebilirsiniz: Kalp Krizi İçin İlk Yardım Nasıl Yapılır?

10. Kalp sorunu olanlar yumurtadan uzak durmalı

Kalp sağlığı ile ilgili en popüler mitlerden biri, yumurtaların kalp hastaları için zararlı olduğudur. Ana argüman, yumurta sarısının kolesterol açısından zengin olması ve artmış kardiyovasküler hastalık riski ile ilişkili olmasıdır.

Bununla birlikte, büyük ölçekli a raştırmalar , yumurta alımı ile kalp hastalığı arasında çok hafif bir ilişki olduğunu göstermiştir. Ayrıca günde bir yumurta yemek, çoğu insanda kötü ve iyi kolesterol seviyelerini dengelemeye yardımcı olur.

11. Efsane: Hindistan cevizi yağı, kalp rahatsızlığı olan insanlar için en iyi alternatiftir

Hindistan cevizi yağı, birçok kültürde kalbi koruyucu etkisiyle tanınır. Bunun nedeni, kandaki iyi kolesterol veya HDL düzeylerini artıran orta zincirli trigliseritlerin katkısıdır.

Bununla birlikte, bu yağ, tereyağından 4 kat daha fazla doymuş yağ konsantrasyonu içerir. Bu nedenle uzmanlar zeytinyağı veya kanola yağı gibi diğer seçenekleri önermektedir.

Yaşam tarzı değişiklikleri kalp sağlığınızı korumanın anahtarıdır

Kalp sağlığı hakkında birçok efsane var. Bazıları doğru, diğerleri ise araştırma ve bilimsel destekten yoksun. Yaşam tarzı alışkanlıklarınızda herhangi bir değişikliğe başlamadan önce bir uzmana danışmayı unutmayın.

Genel olarak, dengeli beslenmek, günde en az 30 dakika egzersiz yapmak, sigara içmekten kaçınmak ve profesyonel bir hekime düzenli kontroller yaptırmak, kardiyovasküler hastalıkları önleme konusunda en iyi alışkanlıklardır.

Benzer İçerikler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir