Siz Hangi Yüz Tipine Göre Yaşlanıyorsunuz?

siz-hangi-yuz-tipine-gore-yaslaniyorsunuz?

Saçımızın gözümüzün rengi nasıl farklıysa yaşlanma şeklimiz de birbirinden ayrılıyor. Bazısı kırışırken bazısı sarkıyor, bazılarının yüzünde de çökmeler görülüyor. Önce nasıl yaşlandığınızı öğrenirseniz bunu yavaşlatmanın yollarını daha kolay bulabilirsiniz.

Zamanın etkilerini herkes farklı şekillerde yaşıyor. Yaşlanmayla birlikte oluşan değişimlere karşı önlem alabilmek için cilt tipinizi bilmelisiniz. Aykan Clinic’ten Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Andaç Aykan, ciltlerin yaşlanma tiplerini, yaşlara göre alınabilecek önlemleri ve iyi sonuç alınan uygulamaları anlattı.

Yüzün yaşlanma çeşitlerini üçe ayırabilir miyiz? Çöken, sarkan, kırışan olarak üçe ayırmak mümkün müdür?

Yüz en derinden yüzeye farklı birçok katmandan oluşur ve insan yaş aldıkça her katman bu süreçten etkilenir. Örneğin en derinde yer alan kemik dokuda erime, daha üstte yer alan kas dokusunda gevşeme, yağ dokusunda hacim kaybı ve en yüzeydeki deri dokusunda elastikiyet kaybı oluşur. Yaşlanmayla birlikte oluşan bu değişimler dışarıdan bakıldığında farklı bulgular ile kendini gösterir. Örneğin yağ dokuda hacim kaybı çökme, kas ve yumuşak dokularında gevşeme sarkma ve ciltteki elastikiyet kaybı kırışıklıklar ile sonuçlanır. Dolayısıyla yüzün yaşlanma çeşitlerini üç ana kategoriye ayırmak mümkündür: çöken, sarkan ve kırışan.

Her bir yaşlanma tipi, cilt yapısının ve altındaki dokuların nasıl değiştiğine bağlı olarak farklı tedavi yaklaşımlarını gerektirir.

Bu üç tipten hangisine ait olduğumuzu nasıl anlarız; çökerek yaşlanıyorsak bunun belirtileri ilk hangi yaşlarda nasıl görülür ve hangi ek belirtilerle devam eder?

Yukarıda saydığımız yüzün yaşlanma tiplerini tanımak ve hangi tip altında olduğunuzu anlamak, yaşlanmanın belirtilerini gözlemleyerek ve zaman içindeki değişiklikleri izleyerek anlaşılır. Bunun yanında genetik (ailevi) özelliklerin de yaşlanmada önemli rol oynadığını unutmamalıyız. Dolayısıyla ebeveynlerimizi gözlemlemek de fikir verebilir.

ÇÖKEN YÜZ

Çökerek yaşlanmada, önemli kronik bir hastalık (kanser, tümör vb), aniden hızlı kilo verme gibi özel durumlar yoksa hacim kayıpları, çökmeler 30’lu yaşların başlarında görülmeye başlar. Temel nedeni yüzde tabakalar halinde bulunan yağ dokusunun erken azalmasıdır. Bu durum, şakak, yanak-elmacık kemikleri, göz altlarının dudak ve dudak çevresinin hacim kaybetmesiyle karakterizedir. Cilt daha ince ve çökük görünür, göz altında gözyaşı oluğu belirginleşir, şakak bölgesi içeri çöker, yüz iskeletize olur. Çökerek yaş alan kadınların ortak özellikleri arasında ince cilt yapısı, hızlı kilo değişimlerine yatkınlık ve genellikle zayıf bir yüz iskeleti bulunur.

20’li yaşlar:

  • Önleyici Bakım: Cilt bakımı rutinlerine erken yaşlarda başlamak önemlidir. Günlük nemlendirici kullanımı ve yüksek SPF içeren güneş koruyucular, cilt sağlığını korumaya yardımcı olur.
  • Hafif Dolgular: Yüzdeki ilk hacim kayıplarını düzeltmek için hafif hyalüronik asit bazlı dolgular kullanılabilir.

30’lu ve 40’lı yaşlar:

  • Dermal Dolgular: Yüzdeki hacim kaybını daha etkili şekilde geri kazandırmak için dermal dolgular kullanılır. Özellikle şakak, yanaklar, dudaklar ve göz altları gibi bölgelerde uygulanır.
  • Yağ Enjeksiyonları: Hastaların kendilerinden (göbek ve basenlerinden) alınan yağ dokusu yüzde çöken alanlara enjekte edilir. Bu uygulama eksilen hacmi doğal bir şekilde yerine koyarken yağ dokusunun içerdiği kök hücreler sebebiyle de cilt kalitesinin artmasına imkan sağlayan etkili ve doğal bir tedavi yaklaşımıdır.
  • Cilt Sıkılaştırma Tedavileri: Radyofrekans (RF) gibi enerji bazlı cihazlar kullanılarak cilt sıkılaştırma işlemleri yapılabilir.

Bu işlemler, yüzün genç ve dinamik bir görünüm kazanmasına yardımcı olur, cildin doğal yapısını ve tazeliğini korurken, yaşlanma belirtilerini hafifletir. Özellikle çöken yüz tipi için, hacim kaybını telafi etmek ve yüzün daha dolgun bir görünüm kazanmasını sağlamak esastır. Bu tür müdahaleler, kişinin genel görünümünü önemli ölçüde iyileştirebilir ve daha genç bir görünüm elde edilir.

SARKAN YÜZ

Sarkan yüz tipi, cilt elastikiyetinin azalması ve yer çekiminin etkisine bağlıdır. Bu yaşlanma tipi, genellikle 40’lı yaşlarda daha belirgin hale gelir, ancak bazı bireylerde 30’lu yaşların sonlarında sarkmalar başlayabilir. Sarkma, özellikle yüzün alt kısmında, yanaklarda, gıdı ve boyun bölgesinde görülür. Cilt gevşer ve sarkık görünür.

Sarkan yüz tipine sahip kişiler genellikle ince ve esnekliğini kaybetmeye başlamış bir cilt yapısına sahiptir. Genellikle yüz derisi nemliliğini kaybetmiş ve kurudur. Bu durum, genetik faktörler, güneşe maruz kalma, sigara kullanımı ve yetersiz cilt bakımı gibi çeşitli dış etkenlerle hızlanabilir.

20’li yaşlar

Bu yaş grubunda koruyucu önlem ve uygulamalar ilk tercih edilmesi gerekenlerdir.

  • Güneş Koruyucu Kullanımı: UV ışınlarının zararlı etkilerine karşı cildi korumak, erken yaşlanma belirtilerini önler.
  • Nemlendirici Krem ve Serumlar: Cildin nem dengesini korumak ve elastikiyetini artırmak için hyalüronik asit gibi maddeler içeren ürünler kullanılabilir.
  • Sağlıklı Yaşam Tarzı: Düzenli egzersiz ve sağlıklı beslenme, cildin genel sağlığını ve tazeliğini destekler.

30’lu ve 40’lı yaşlar

Bu yaş grubunda, sarkmayı azaltmak için daha aktif tedaviler öneriyoruz:

  • Radyofrekans Tedavileri: Cilt altı kolajen üretimini teşvik ederek cilt sıkılaştırma sağlar.
  • Thread Lift (İple Asma) Uygulamaları: Minimal invaziv bir yöntem olan iplikle asma, ciltte hafif bir germe efekti yaratarak sarkmaları azaltır.
  • Dermal Dolgular: Cilt altına hacim kazandırarak yüz konturlarını daha belirgin hale getirir ve sarkmaları dolaylı olarak azaltır.
  • Yüz Germe Ameliyatları: Daha ileri yaşlarda ve ciddi sarkmalar için cerrahi müdahale gerekebilir. Bu, kalıcı düzeltmeler sağlar ve genellikle en etkili sonuçları sunar.

Bu tedavilerle, cilt daha sıkı ve genç bir görünüm kazanır, yüz konturları daha netleşir ve cilt tonu iyileşir. Özellikle non-invaziv tedavilerle elde edilen sonuçlar geçici olabilir ve düzenli tekrar tedavileri gerektirebilir, ancak cerrahi müdahaleler daha kalıcı sonuçlar sunar. Her bir tedavi yöntemini, danışanımızın cilt durumuna, yaşına ve genel sağlık durumuna göre kişiselleştiririz.

KIRIŞAN YÜZ

Kırışan yüz tipi, genellikle ince çizgilerin 30’lu yaşlarda belirmesiyle başlar ve zamanla derinleşerek kırışıklıklara dönüşür. Bu tip yaşlanma, temelde cilt elastikiyet kaybı, aşırı mimik kası aktivitesi, güneşe maruz kalma ve genetik faktörler gibi etkenlerin birleşimiyle ortaya çıkar. Kırışarak yaşlanan kişilerin çoğunda ince ve kuru cilt yapısı gözlemlenir; bu da onların cildini hasara ve yaşlanma belirtilerine daha yatkın hale getirir.

20’li yaşlar

20’li yaşlardaki önlemler genellikle koruyucu niteliktedir:

  • Güneş Koruyucu Kullanımı: UVA ve UVB ışınlarına karşı geniş spektrumlu koruma sağlayan güneş koruyucular cildin erken yaşlanmasını önlemeye yardımcı olur.
  • Nemlendirici ve Antioksidan İçerikli Ürünler: Cilt bariyerini güçlendirmek ve serbest radikallerin zararlı etkilerine karşı cildi korumak için antioksidan içeren nemlendiriciler kullanılabilir.
  • Retinoidler: Akşam rutinlerine retinol içerikli ürünler eklemek, cilt hücre yenilenmesini teşvik eder ve ince çizgilerin oluşumunu geciktirebilir.

30’lu ve 40’lı yaşlar

Bu yaşlarda, kırışıklıkların azaltılması ve cildin gençleştirilmesi için daha hedeflenmiş tedaviler uygulanır:

  • Botoks: Yüz ifadesine bağlı kırışıklıkları (örneğin, alın ve göz çevresi) geçici olarak azaltmak için kullanılır.
  • Dermal Dolgular: Nazolabial kıvrımlar, marionet çizgileri ve dudak çevresi gibi derinleşen kırışıklık bölgelerine hacim kazandırmak için hyalüronik asit dolgular tercih edilir.
  • Lazer-BBL Işık Tedavileri: Cildin üst tabakasını yenileyerek ince çizgilerin görünümünü azaltır ve cilt tonusu ile dokusunu iyileştirir.

Bu tedavilerle, cildin daha pürüzsüz ve genç görünümü desteklenir. Kırışıklıklar azalır, cilt tonu eşitlenir ve genel cilt sağlığı iyileşir. Ancak, bu tür işlemlerin etkileri geçicidir ve düzenli tekrar tedavileri gerektirebilir. Cilt bakımı rutinleri ve yaşam tarzı değişiklikleri ile desteklenmesi, elde edilen sonuçların daha uzun süreli olmasına yardımcı olabilir.

Macaulay Culkin
  • Çöken Yüz Tipi: Macaulay Culkin, yüzünde belirgin şekilde hacim kaybı olan ünlülerden biri. Elmacık kemikleri, çene hattı oldukça belirgin olup, şakak ve yanaklarında zamanla hacim kaybı gözlemlenebilir.
Demi Moore
  • Sarkan Yüz Tipi: Demi Moore, Brigette Bardot, yüzü sarkan ünlülere örnek olarak verilebilir.
Meryl Streep
  • Kırışan Yüz Tipi: Jim Carrey, Meryl Streep, Mel Gibson, yüz ifadelerini sık kullanması sonucunda alnında ve göz çevresinde kırışıklıklar gelişmiş örneklerdir. Kırışıklıklar, bu ünlülerin yüz ifadelerine karakter katmakta ve yaşlanma sürecinin doğal bir parçası olarak kabul edilmektedir.

Örnek verdiğim ünlü isimler, yaşlanma süreçlerini farklı şekillerde yönetiyorlar ve her biri, belirli bir yaşlanma tipinin karakteristik özelliklerini taşıyor. Bu, yaşlanma sürecinin bireysel farklılıklar gösterdiğini ve genetik, yaşam tarzı, cilt bakımı rutinleri gibi birçok faktörün bu süreçte rol oynadığını gösterir.

Türk kadınlarının yaşlanma şekline dair istatiksel veriler var mı?

Türkiye’nin geniş bir bölümü güneşli günlerin sıklığıyla bilinir. Bu durum güneşin zararlı UV ışınlarına uzun süreli maruz kalma ile ilişkilendirilir. Ciltte erken yaşlanma belirtileri ve lekelenmelerin artmasına sebep olabilir. Genel olarak, Türk kadınlarının yaşlanma süreçleri, kültürel faktörler, çevresel koşullar ve kişisel alışkanlıklar gibi birçok değişkene bağlıdır.

En çok hangi tip yaşlananlar estetik uygulamalardan yararlanıyor veya ihtiyaç duyuyor?

Estetik uygulamalara en çok ihtiyaç duyan yaşlanma tipleri genellikle sarkan ve kırışan yüz tipleridir. Bu iki tip, genellikle daha belirgin ve görsel olarak dikkat çekici değişiklikler yaşarlar, bu yüzden daha sıklıkla estetik müdahalelere başvurulur.

  • Sarkan Yüz: Sarkma, cildin daha gevşek ve düşük görünmesine neden olur, bu da kişinin daha yaşlı görünmesine sebep olabilir. Estetik müdahaleler arasında, yüz germe, thread lifting (iplikle asma) ve radyofrekans tedavileri sıkça tercih edilir. Bu tedaviler, cildi sıkılaştırmaya ve daha genç bir görünüm kazandırmaya yardımcı olur.
  • Kırışan Yüz: Kırışıklıklar, özellikle yüz ifadeleriyle ilişkili bölgelerde (alın, göz çevresi, ağız çevresi) yoğunlaşır. Bu tür yaşlanma belirtileri, cilt üzerindeki ince çizgilerin derinleşmesi ve cilt dokusunun incelmesi ile ilerler. Kırışıklıkların azaltılması için botoks, dermal dolgular ve cilt yenileyici lazer tedavileri gibi uygulamalar tercih edilir. Bu tedaviler, cildin daha pürüzsüz ve genç görünmesine katkıda bulunur.

İLGİLİ İÇERİKLER

  • Erkeklerde yeni trend; yüz estetiği
  • Yaşlanmayı geciktiren 5 öneri
  • Yaşlanmayı yavaşlatmak mümkün mü?

Haziran-Temmuz 2024 sayısından

Hazırlayan: Deran Çetinsaraç

Benzer İçerikler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir