Göz alıcı mücevher tasarımlarıyla kullanıcılarının ruhuna dokunan By Belin Jewellery’nin kurucusu Belin Deniz Baysan, koleksiyonlarındaki unsurların anlamını MAG Okurları için anlatıyor.
Biraz kendinizden bahseder misiniz? By Belin Jewellery nasıl ortaya çıktı? Ürün çeşitliliğinizde neler yer alıyor?
İzmir Ekonomi Üniversitesinden Endüstri Mühendisliği mezunuyum ancak, küçüklüğümden beri tasarıma ve sanata olan ilgim hep ön plandaydı. Bu tutku, beni kendi markamı yaratma yolculuğuna yönlendirdi. By Belin Jewellery, bu ilgi ve merakın bir sonucu olarak ortaya çıktı. Tasarım sürecinde, estetik ve fonksiyonelliği bir araya getirerek özgün mücevherler yaratma isteği, markamın temelini oluşturdu. Her bir parçanın, takan kişiye özel bir anlam taşımasını sağlamak için ruhsal bir bağlantı üzerine odaklanıyorum. Ürün çeşitliliğimde, günlük kullanıma uygun minimal tasarımlar, özel günler için şık parçalar ve farklı temalardaki koleksiyonlar yer alıyor. Ayrıca, doğanın unsurlarını yansıtan tasarımlar ve kişisel hikâyeleri simgeleyen özel mücevherler de bulunuyor. Amacım, her bireyin kendi tarzını ve ruhunu yansıtan özgün mücevherler sunmak.
Mücevherlerin ruhsal bir bağlantı olduğunu savunan tasarım anlayışınız var. Bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?
Mücevherlerin ruhsal bir bağlantı taşıdığı inancı, tasarım anlayışımın merkezinde yer alıyor. Bu yaklaşım, mücevherleri yalnızca estetik objeler olarak değil, aynı zamanda duygusal ve manevi birer araç olarak görmeyi sağlıyor. Her parça, kullanıcısının yaşamındaki belirli anları, duyguları ve dönüşümleri sembolize edebilir.
Mücevherler, kişisel hikâyelerin ve anıların taşıyıcısıdır. Bir kolye, bilezik veya yüzük, özel anlar, sevdiklerimizle olan bağlarımız veya hayatımızdaki önemli değişimlerle ilişkilendirilir.
Sizin için dönüşüm nedir? “Dönüşüm” koleksiyonunuzdaki tasarımlarınızla bunu nasıl yansıttığınızı düşünüyorsunuz?
“Dönüşüm”, yaşamın doğal bir parçası olarak değişim ve evrim sürecini ifade eder. Hayatımızdaki her deneyim, karar ve olay bizi farklı bir versiyonumuza dönüştürme potansiyeline sahiptir. “Dönüşüm Yılanı”, bu sürecin sembolü olarak yeniden doğuşu ve gücü adeta bir halka formu ile bizlere temsil etmektedir.
Dönüşüm koleksiyonumuzdaki tasarımlar, 14 ayar altın üzerine değerli taşlar ve dokular ile bizlerdeki değişimi, dönüşümü sembolize etmektedir. Her bir tasarım, bir yolculuğun, bir kararın ya da bir dönüşümün hikâyesini bizlere anlatmaktadır.
“Koruyucu” koleksiyonunuzda göz öğesine odaklanıyorsunuz. Bunun nedeni nedir? Nasıl geri dönüşler alıyorsunuz?
Göz, duygularımızı ve düşüncelerimizi en iyi ifade eden unsurlardan biridir. “Koruyucu” koleksiyonunda göz öğesinin odak nokta olması, bu derin anlamı ve duygusal bağı vurgulamaktadır. Göz, sadece bir iletişim aracı değil, aynı zamanda koruma sembolüdür.
Göz sembolü, insan ilişkilerindeki bağlılığı, koruma ve içsel gücü temsil eder. Bu tasarımlarda, göz unsurlarını farklı şekillerde kullanarak hem estetik bir vurgu hem de koruma vurgusunu ifade ettik. Geri dönüşler çok olumlu oluyor; insanlar bu tasarımlarda kendilerini buluyor ve göz sembolünün taşıdığı koruyucu anlamı hissediyorlar. Gözlerin, duygusal bir bağ kurma ve koruma hissi verdiğini söyleyen birçok kişi var. Tasarımlar, hem estetik hem de duygusal bir deneyim sunarak, içsel dünyalarına dokunmayı başarıyor. Bu sayede, gözler aracılığıyla güçlü bir mesaj iletmek, koleksiyonun etkisini arttırıyor.
Sade bir kombinde bile mücevherler ile şıklığı yakalamak sizce mümkün mü?
Kesinlikle mümkün! Sade bir kombin, bir jean ve bir beyaz tişört gibi temel parçaları, mücevherler ile ön plana çıkarabilirsiniz.
Doğru mücevher seçimleriyle, bu basit görünümü kolayca şık hale getirebiliriz. Zarif bir kolye, dikkat çekici bir bilezik ya da şık bir küpe ekleyerek, kombini canlandırabiliriz. Mücevherler, sadeliği tamamlayarak kişisel tarzı ve zarafeti vurgulamak için harika bir yol sunar. Böylece her anı daha özel hale getirebilirsiniz.