Bir mekânın, kullanıcılarının hikâyesini yansıtması gerektiğini savunan Sagi Architecture’ın kurucusu İç Mimar Ece İlayda Kılıç kariyer yolculuğunu, tasarım anlayışını, projelerin uygulama süreçlerini ve tasarımdaki önceliklerini MAG Okurları için anlattı.
Biraz kendinizden bahseder misiniz? Sagi Architecture’ın hikâyesi nedir?
İç mimar olma isteğim; farklı stilleri, dönemleri ve sanat formlarını harmanlama sevgisiyle şekillendi. 2021 yılında İzmir Ekonomi Üniversitesi İç Mimarlık bölümünden mezun olup mesleki alanda gerekli deneyimlerimi edindikten sonra, 2023 senesinde kendi mimarlık ofisim olan Sagi Architecture’ın temellerini attım. Sunduğumuz hizmetler arasında iç mekân tasarımı, uygulama ve proje takibi bulunuyor.
Tasarım felsefenizi ve tarzınızı tanımlayan temel unsurlar nelerdir? İlham kaynaklarınızdan bahseder misiniz?
Tasarımlarımda risk almayı seviyorum ve bunu form ve fonksiyon arasında bir denge kurarak, temiz çizgilerle yapmaya özen gösteriyorum. Her mekânın, kendi kullanıcısının hikâyesini yansıtması gerektiğini düşünüyorum. Sanat ve mimariyi uyumlu bir şekilde buluşturup, onları iç mekâna entegre etmek, hedeflediğim şeylerin başında geliyor. Farklı kültürlerin dokularından ilham alıyorum, onları bir araya getirmeyi seviyorum.
Yenilikçi tasarım çözümleri geliştirmek için nasıl bir yaklaşım benimsiyorsunuz?
Sürekli gelişen bir endüstriye ayak uydurmak için yeni teknolojileri, malzemeleri ve sürdürülebilir uygulamaları elimden geldiğince takip etmeye çalışıyorum. Ustalar, mimarlar ve müşterilerle yakın çalışmak çok önemli.
Projelerinizi tasarlarken en çok dikkat ettiğiniz noktalar neler? Proje süreciniz nasıl işliyor?
Her projeye önce müşterinin kişiliği, tercihleri ve alanı nasıl kullanmak istediğini anlamakla başlıyorum. Bu yüzden müşteriyi tanımaya ve alanın onlara özel hissettirilmesine büyük önem veriyorum. Mekâna bir film senaryosu gibi yaklaşmak gerektiğini düşünüyorum.
Alışılmadık ve cesur projelerde fonksiyonelliği nasıl sağlıyorsunuz?
Bana göre fonksiyonellik, alışılmadık projelere de kolaylıkla dâhil edilip, senaryonun bir parçası olabilir. Bu tarz projelerde dikkatli bir alan planlamasına ekstra özen göstermeye gayret ediyorum. Tasarımda her şey bir amaca hizmet ettiği için, mekâna uyum sağlayan ve pratik nitelikler taşıyan ürünler tasarlamak önceliğim oluyor böyle projelerde. Parçaları günlük kullanıma uygun bir rahatlıkta tutmak çok önemli.