Tua Studio Farklı Coğrafyalarda Kültürel Tasarımlar

tua-studio-farkli-cografyalarda-kulturel-tasarimlar

Tua Studio Farklı Coğrafyalarda Kültürel Tasarımlar

Tuana Yıldırım ve Galip Sarıışık, kurmuş oldukları Tua Studio’nun hikâyesini, tasarım tarzlarını, proje süreçlerini anlatıyor ve uluslararası proje deneyimlerinin marka vizyonuna olan etkisinden MAG Okurlarına bahsediyor.

Biraz kendinizden bahsedebilir misiniz? Tua Studio’nun yolculuğu nasıl başladı?

İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı eğitimimi Yaşar Üniversitesinde tamamladım. Eğitimim süresince ve mezun olduktan sonra farklı coğrafyalarda farklı ölçek ve tipolojilerdeki birçok projenin hem tasarım hem de şantiye süreçlerinde aktif rol oynadım. Edindiğim bu deneyimler, inşaat sektöründeki işleyişin avantaj ve dezavantajlarını görmemi sağladı; aynı zamanda küçük de olsa bir katkıda bulunmam için beni harekete geçirdi. Bu sürecin sonunda ise, birikimim ile tutkularımı birleştirerek 2021 yılında Tua Studio’yu kurdum.

Tua Studio mimari tasarım, iç mekân tasarımı, uygulama, proje yönetimi ve danışmanlık hizmetlerinin aynı çatı altında toplandığı Bodrum merkezli bir iç mimarlık ofisidir. Bunun yanı sıra, yurt içi ve yurt dışı projelerinde de aktif rol alıyoruz. Amacımız, müşterilerimizin ihtiyaçları doğrultusunda tasarladığımız tüm projeleri kendi bünyemize kazandırdığımız ekipler ile hayata geçirerek anahtar teslim projelere imza atmaktır. Yazlık olarak kabullenilen bu bölgede inşai uygulamalar başladığında ev sahiplerimiz çoğunlukla yurt dışı ya da şehir dışında bulundukları için sürecin sorunsuz ilerlemesi adına tüm proje sürecinin Tua Studio tarafından yönetiliyor olması işveren adına da bir güvence. Haliyle çok yoğun ve stresli geçen bu proje süreçlerinde tüm sorumluluk ve inisiyatifin bizlerde olması, yapılacak hataların önüne geçilmesini engellemek ile birlikte olası sorunları da öngörmemizi sağlıyor. Bu durumlara mahal vermemek adına tasarım ve uygulama süreçlerinin tüm sorumluluğunu bizler üstleniyoruz.

Projelerinizde uyguladığınız tasarım tarzınızdan biraz bahsedebilir misiniz?

Tasarım süreçleri, müşterilerimizin ihtiyaçlarını, yaşam tarzlarını, mekânın fonksiyonel gerekliliklerini ve estetik tercihlerini anlamaya yönelik bir ön görüşmeyle başlıyor. Bu bilgiler doğrultusunda, bir konsept geliştiriyoruz. Her projede öncelikli hedefimiz, mekân için bir hikâye oluşturabilmektir. Kullanıcı odaklı yaklaşımımız, ahşap ve taş gibi doğal malzemelerin farklı versiyonlarını kullanarak yalın ve özgün bir çizgi yakalamamız; tasarım anlayışımızın temel özelliklerini oluşturuyor diyebiliriz. Projenin konsepti, fonksiyonel gereklilikleri ve lokasyonuna göre malzeme panomuz şekilleniyor. Her proje farklı dinamiklere sahip olduğu için her başlangıç bizleri yeni bir araştırma sürecine sokuyor. Bu sebeple, ekip olarak kendimizi sürekli güncel tutmaya çaba gösteriyoruz.

Bir projeyi hayata geçirirken en çok dikkat ettiğiniz veya keyif aldığınız aşama hangisi?

Tüm tasarım sürecimiz, müşterilerimizin hikâyelerine odaklanarak, kullanıcının ve mekânın beklentilerini ve ihtiyaçlarını doğru gözlemleyip iyi analiz etmemiz sonucu ortaya çıkıyor. Estetik açıdan etkileyici olmanın yanı sıra kullanıcının yaşam tarzına uygun, zamansız ve fonksiyonel çözümler sunmaya özen gösteriyoruz. Mekânın kullanıcılarıyla duygusal bir bağ kurması ve doğal çevreyle uyumlu olması bizler için oldukça önemli. Tasarımın yaklaşımı kadar, uygulanabilir olması da çok kritik bir nokta. Teknik detaylara uygun tasarımlar ortaya çıkarıp projeler üretmenin başarıyı getirdiğine inanıyorum. Bu nedenle, bir mimar olarak tüm süreçte en keyif aldığım aşama, hayalini kurup aktardığım projenin gerçeğe dönüştüğü şantiye aşamasıdır. Mimarlık disiplininin olmazsa olmazı kesinlikle şantiye tecrübesinden geçiyor, bu nedenle kurduğun hayalin ne kadarını gerçekleştirebiliyorsan, bizce başarının sırrı budur. Tua Studio olarak bizleri de öne çıkaran, bu konudaki hassasiyetimiz diyebiliriz.

Farklı coğrafyalarda projeler tasarlarken her bölgenin kendine özgü kültürel ve çevresel özelliklerini projelerinize nasıl entegre ediyorsunuz?

Farklı bölgelerde proje yaparken araştırma süresince fiziksel olarak da orada bulunmayı önemsiyoruz. Bu sayede o bölgede yapılan doğru ve yanlış uygulamaları analiz edip bunları tasarım sürecimize de dahil etmiş oluyoruz. Sürecin sonunda ise her bölgenin yapısına, işleyişine, kültür ve dokusuna sahip çıkarak oraya özgü dokunuşlarda bulunmak, dikkat ettiğimiz öğelerin başında geliyor. Bunun yanı sıra, müşteri tarafından doğru yönlendirme ile birlikte karşılıklı güzel bir sürece imza atmış oluyoruz. Diğer bir yandan gururla belirtmek istiyorum ki, bu projelerimizi yerli malzeme ve her süreçte bizlere destek veren ekip arkadaşlarımız ile hayata geçiriyoruz. Tua Studio olarak öncelikli hedefimiz daha fazla yurt dışı projelerini yerli kaynak ve ekiplerimiz ile hayata geçirmeye devam etmektir.

Mimarlık pratiğinizde uluslararası deneyimler ve farklı kültürel bakış açıları, şirketinizin genel vizyonunu nasıl şekillendirdi?

Öncelikle bizlere farklı bakış açıları kazandırdı. Her proje süreci daha önce hiç deneyimlemediğimiz, belki de kendi branşımıza bile ait olmayan konular hakkında bizlere öğretici oldu. Bunun yanı sıra bu kültürel çeşitlilik, her projemize farklı açılardan yaklaşmamızı ve yenilikçi bir bakış açısı getirmemizi sağladı. Farklı kültürlerden insanlar tanımamızın ve yaşam tarzlarını analiz etmemizin, projelerimize katkısı yadsınamaz. En önemlisi ise genç ve önünde yürüyeceği uzun yollar olan bir ekip olarak bu deneyimi kazanmış olmak bizleri özel ve şanslı hissettiriyor.

Benzer İçerikler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir