Uzm. Dr. Seval Karasatı Kozmetik İşlemlerin Ömrü

uzm-dr.-seval-karasati-kozmetik-islemlerin-omru

Uzm. Dr. Seval Karasatı Kozmetik İşlemlerin Ömrü

Uzm. Dr. Seval Karasatı, günümüzde yaygın olan kozmetik işlemleri, botoks ve dolgu işlemlerinin faydalarını, işlemlerin hangi sıklıkla yapılması gerektiğini ve altın iğne tedavilerinin etkilerini MAG Okurları ile paylaşıyor.

Kozmetik işlemlere neden ihtiyaç duyuluyor?

Cildimiz yirmi dört yaş sonrası kolajen üretimini önemli oranda azaltıyor, bu da cilt kalitesinde bozulmaya, kırışıklık ve sarkmaya yol açıyor. Aynı zamanda yaşla birlikte bağ dokusu, yağ dokusu ve kemik dokumuzda azalma ve küçülmeler geliştiği için yüzümüzde çöküklükler veya asimetriler gelişiyor. Cildin dışarıdan maruz kaldığı çevresel faktörler, özellikle de birikimsel güneş hasarı ile birlikte ciltte lekeler gelişiyor. İşte tüm bu yaşlanma sürecini geriye döndürmek ve yavaşlatmak, cilt esnekliğini artırarak kırışıklık ve sarkmaları düzeltmek, cilt lekelerini yok ederek cilt tonunu eşitlemek ve azalan yüz hacmini yerine koymak için kozmetik işlemlere başvuruyoruz.

Kozmetik işlemler sadece belli bir yaş grubunda, özellikle de kırk yaş sonrasında mı uygulanmaya başlanıyor?

Çoğunlukla anti-aging amaçlı otuz yaş ve sonrasında bu işlemlere başlansa da doğumsal olarak var olan veya ailesel olarak erken ortaya çıkan, kişiye rahatsızlık veren, asimetri yaratan görsel problemlerde çok erken yaşlarda da uygulanabiliyor. Yine, medikal hastalıkların sonucu olarak ortaya çıkan bozukluklarda da, akne skarları gibi kalıcı cilt hasarının önüne geçmek için çok erken dönemde kozmetik işlemler uygulanabiliyor.

Günümüzde en sık uygulanan kozmetik işlemler nelerdir?

Botoks, dolgu, PRP, mezoterapiler, gençlik aşıları, lifting aşıları, mineral aşılar, altın iğneli radyofrekans ve lazerler, kök hücre, otolog fibroblast, eksozom uygulamaları en sık başvurulan kozmetik yöntemlerdir.

Botoks ve dolgu bir kez yapıldı mı sürekli yapılması gereken, aksi halde etkileri tamamen yok olan işlemler midir?

Botoks, ilk etkisi dört ila altı ay kadar süren fakat tekrarlayan düzenli uygulamalarla etki süresi uzayabilen bir işlemdir. Mimik kırışıklıkları nedeniyle yüze sıklıkla uygulanan botokstan sonra, etki geçtiğinde dahi kırışıklıklar eskisinden daha az görünür hale gelir. Botoks tekrarlanmadığında ise yaşlanma ve kırışıklıkların belirginleşme süreci kaldığı yerden devam eder.

Dolgu uygulamalarının etkisi hyalüronik asit içeriklilerde altı ila on iki ay, kalsiyum hidroaksiapatit içeriklilerde ise iki yıl kadar sürmektedir. Hyalüronik asit dolgular erirken tamamının kaybolmadığı, yaklaşık yüzde otuzunun kaldığı kabul edilmektedir. Kalsiyum hidroksiapatit dolgular eridiğinde ise cildin kendi kolajen üretimi artırılmış ve uygulanan bölgede sıkılaşma ve toparlanma sağlanmıştır. Dolgular eridikten sonra kişinin kendi görsel isteğine bağlı olarak dolgu uygulanabilir ki bu durumda çoğunlukla ilk uygulamadan daha az miktarda enjeksiyon ihtiyacı olacaktır.

Ciltte kalıcı kırışıklıklar ve sarkma gelişmeden uygulanan botoks ve dolgu uygulamaları kişinin yaşlanma sürecini yavaşlatacak ve bu sayede ilerleyen yaşlarda daha az işlem ihtiyacı sağlayarak uzun vadede faydalı olacaktır.

PRP, mezoterapi, gençlik aşıları, lifting aşıları, mineral aşılar ne sıklıkla tekrarlanmalıdır?

Bu işlemler cilde nem ve parlaklık sağlamak, lekeleri ve ince kırışıklıkları azaltmak, cildi sıkılaştırmak için uygulanırlar. PRP, mezoterapi, gençlik aşıları, lifting aşıları seanslar halinde, kişinin cilt problemlerinin yoğunluğuna bağlı olarak üç ila on iki ay aralıklarla uygulanmalıdır. Mineral aşıların etkisi ise iki yıl kadar sürmekte olup diğer enjeksiyon işlemlerine nazaran daha yoğun kolajen üretimi sağlamaktadırlar. Bu işlemler de düzenli aralıklarla uygulandığında yaşlanma sürecini yavaşlatmakta ve uzun vadeli fayda sağlamaktadırlar.

Altın iğneli radyofrekans ve lazerler, kök hücre, otolog fibroblast, eksozom işlemleri bir kez uygulansa ömür boyu yeterli mi?

Enerji bazlı işlemler olarak adlandırdığımız altın iğneli radyofrekans ve lazer uygulamaları çoğunlukla enjeksiyon işlemlerinden daha yoğun anti-aging etki gösterip, cildin daha derin ve farklı tabakalarına ulaşarak hem cildi sıkılaştırıp hem renk eşitsizliklerini giderme olanağı sağlayan işlemlerdir. Bu işlemlerin uygulandığı cilt, beş ila on yıl öncesine dahi döndürülebilmekte olup birçok kişiye de gençleştirilmiş mevcut cildi korumak için yılda bir tekrarlanması önerilmektedir. Kök hücre/otolog fibroblast/eksozom tedavileri ise son dönemin popüler tedavileri olup etkileri dokuz ila on iki ay sonra ortaya çıkmakta ve kişinin mevcut yaşına göre de elde edilen fayda değişebilmektedir. Bu nedenle tekrarlanma gerekliliği de kişiye göre değişmektedir.

Yaşlanma süreci bir bütün olarak ele alınmalı, ailesel yaşlanma yatkınlıklarına erken müdahale edilmeli ve eşlik eden çevresel sürece göre önlem alınmalıdır.

Benzer İçerikler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir