Almond Mom: Nesilden Nesile Aktarılan Algı Bozukluğu

almond-mom:-nesilden-nesile-aktarilan-algi-bozuklugu

Toplumun dayattığı başarı, güzellik ve beden algısı yaşamımızda kalıcı izler bırakabilir. Bu baskılar toplumsal normlar ve medyanın imgeledikleri ile sınırlı kalmaz; yakın çevremizden “iyi niyetle” de gelebilir. Özellikle yeme bozukluğu yaşayan ebeveynler, bu sorunları çocuklarına da yansıtabilir ve sağlıksız algıları nesilden nesile aktarabilirler.

Bu durum, idealize edilen konular hakkındaki standartlarımızı derinden şekillendirirken, sağlıksız beden algısına sahip nesillerin ortaya çıkmasına neden olabilir. Ancak, “en iyisi” olma yolunda yaşanan travmaların psikolojik etkileri çoğunlukla göz ardı edilir. Bu bağlamda, günümüzde pek çok videoya konu olan “almond mom” kavramını irdeleyebiliriz.

Biraz badem al ve iyice çiğne.

Çocuklarına aşırı kısıtlamalar uygulayarak psikolojik baskı yaratan ebeveynleri tanımlamak için kullanılan “almond mom” kavramı, ilk olarak çocuklarına sağlıklı yaşam ve “ideal” beden anlayışını öğretme çabasıyla tanınan Yolanda Hadid için kullanılmaya başlandı. Bu kavram, Yolanda Hadid’in katıldığı bir televizyon programında henüz 17 yaşındaki kızı Gigi Hadid ile yaptığı telefon konuşmasının yayınlanması ile ortaya çıkar.

Gigi, annesini arayıp kendini güçsüz hissettiğini, hiçbir şey yemediğini ve iyi olmadığını söyler. Yolanda’nın cevabı ise, 2013’ten günümüze kadar uzanan ikonik bir cümledir: “Biraz badem al ve iyice çiğne.

Pek çok ebeveynin farkında olaman yaptığı bu baskılar “almond mom” söylemiyle TikTok ve Instagram gibi kanallar üzerinden konu olarak alınmaya başladı. Pek çok kadın, çocukluk çağıdan şimdiye kadar anne ve babasından bedeni konusunda baskıya uğradığını itiraf etti. Bu kolektif itiraflar, bazı ebeveynlerin sağlıksız düşüncelerini kendi çocuklarına da uyguladığını, böylece davranışların nesilden nesile aktarıldığını gözler önüne serdi.

Bu baskıların en tehlikeli yönü, yalnızca dışarıdan gelen eleştirilerle sınırlı kalmayıp, zamanla içselleştirilmesi. Toplumun dayattığı güzellik ve başarı normları, bir noktadan sonra çevremizden aldığımız tepkilerden bağımsız hâle gelerek kendi kendimize uyguladığımız bir baskıya dönüşür. Artık dışarıdan bir ses duymadan da bedenimizle ve davranışlarımızla ilgili sürekli bir mükemmeliyet arayışına gireriz. Bu içsel baskı, sadece fiziksel görünüşümüzü değil, aynı zamanda mental sağlığımızı da derinden etkiler; yeme bozuklukları gibi ciddi sorunlara zemin hazırlar.

Çoğu zaman konuşulmayan bu konular “almond mom” trendi ile konuşulmaya başlansa da, başarılı ve güzel olarak konumlanan kimi ünlü isimlerin de ailelerinden gördükleri bu baskıları anlattıklarını görüyoruz.

Almond Mom: Nesilden nesile aktarılan algı bozukluğu

Bu kavramın doğmasına vesile olan Yolanda Hadid‘in, kızları Gigi ve Bella‘ya çocuk yaşlarından itibaren yaptığı baskılar zaten biliniyordu. Gigi Hadid’e kadınsı vücut hatlarına sahip olmasının önünde bir engel olacağı için voleybolu yasaklaması ve Bella Hadid’e diyet baskısı yapması da bu örnekler arasında.

Gigi Hadid’in kilo almayı ve vermeyi zorlaştıran Hashimoto hastalığıyla mücadele ettiği biliniyor. Kariyerinin getirdiği ince kalma baskısına ek olarak, annesi Yolanda’nın diyet konusundaki ısrarları, bu süreci yeme bozuklukları ya da psikolojik sorunlar yaratabilecek bir noktaya taşımasına rağmen devam ediyor. Yolanda’nın, Bella henüz 14 yaşındayken burun ameliyatı olmasına izin vermesi de medyada yankı uyandırmıştı. Yolanda’nın bu baskıları, kızlarını kariyer yolculuklarında desteklemek amacıyla atılan adımlar gibi görünse de, hayatında toplumsal güzellik standartlarına ulaşma zorunluluğunu daha da belirginleştiriyor.

 “I’m Glad My Mom Died

Jennette Mccurdy ise gerek beden algısı, gerek başarı standartları konusunda annesinden baskı gören isimlerden bir diğeri. Nickelodeon’da yayınlanan iCarly dizisi ile tanınan Mccurdy, annesi tarafından bir proje çocuk olarak konumlandırılmış. Çok küçük yaşta setlere gitmeye başlayan oyuncu, konuk olduğu bir yayında annesi hakkında iddialarda bulunmuştu. Oyunculuğun aslında annesinin hayali olduğunu ve hayalini kızı üzerinden gerçekleştirmeye çalıştığını anlatmış. Mccurdy oyuncu olmak istemediğini söylediğinde ise annesinin ağlayıp “bu bizim hayalimizdi” diyerek manipüle ettiğini söylemişti.

Üstelik annesinin baskıları Mccurdy’nin kariyer hayatıyla sınırlı kalmıyor. 18 yaşına kadar kendisini annesinin yıkadığını söyleyen Mccurdy; annesinin, göğüslerini ve cinsel organını da kontrol ettiğini itiraf etmişti. Annesini meme kanseri nedeniyle kaybettikten sonra I’m Glad My Mom Died isimli bir kitap yayımlayan McCurdy, bu baskıcı ve manipülatif tutumunun kendisi üzerinde bıraktığı derin etkileri okuyucularıyla paylaştı.

Demi Lovato’nun annesi de bir “almond mom”

Konu beden algısı olduğunda maalesef daha pek çok isim ile bu örnekleri çoğaltabiliriz. Yine genç yaşta kariyerine oyunculuk ile başlayan isimlerden Demi Lovato da ailesinden gördüğü baskıları açıklayan isimler arasında. Annesinin isteği doğrultusunda güzellik yarışmalarına katılan Lovato, bu süreçte ciddi beden algısı sorunları yaşamış. Baskılar, Lovato’nun beden algısını ve yeme alışkanlıklarını derinden etkileyerek yeme bozuklukları ve mental çöküşlerle sonuçlanmış.

Annesinin blumia ve yeme bozuklukları yaşaması, kendi kızına yaptığı baskılar sonucunda Lovato’da da benzer sorunlara neden olmuş. Bu durum, yemeklerin tetiklediği bir anksiyete bozukluğuna dönüşmüş. Lovato, aşırı yemek yediğinde günler süren anksiyete ataklarından kurtulamadığını ifade etmişti. Ancak, genç yaşta yaşadığı tüm bu baskılardan sonra, gördüğü tedaviler ve düşünce şeklinin değişmesiyle Lovato’nun, artık bedeniyle mutlu olmayı seçtiğini görüyoruz.

Jennette McCurdy, Demi Lovato, Bella ve Gigi Hadid gibi ünlü isimlerin yaşadığı baskılar; sadece bireylerin değil, toplumun geniş kesimlerinin karşılaştığı sorunların bir yansıması olarak değerlendirilebilir. Bu örnekler, sağlıksız zihniyetlerin ve baskıların beden algısını nasıl dönüştürdüğünü ve bu baskıların nesilden nesile aktarılmasının toplumsal sağlıksızlıkları nasıl beslediğini gözler önüne seriyor.

İçsel baskılar, hem fiziksel hem de mental sağlığı derinden etkileyerek yeme bozuklukları ve diğer psikolojik sorunlara zemin hazırlıyor. Bu bağlamda, toplumsal normlar ve ebeveynlik yaklaşımları hakkında daha geniş bir farkındalık yaratmak, bu sorunların üstesinden gelinmesi açısından düşünülenden de büyük bir önem taşıyor.

Kapak fotoğrafı: @yolanda.hadid

  • İlginizi çekebilecek bir diğer yazı >>>>> “Bimbocore” trendi sanıldığı kadar masum mu?

Benzer İçerikler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir