Beste Alperat Kirigami Ile Sanatına Hayat Veriyor

beste-alperat-kirigami-ile-sanatina-hayat-veriyor

Japonya’da katıldığı kağıt katlama atölyelerinden sonra kirigami ile yakınlaşarak bu tekniği eserlerine yansıtan, son çalışması “Dalga” serisi ile heykelleri bir tuval gibi kullanan ve Atatürk Kültür Merkezi’nin ilk kalıcı heykelini veren Heykeltıraş Beste Alperat, “Sinek Kuşu” serisiyle verdiği mesajı MAG Okurlarıyla paylaştı.

Kendinizden de bahsederek çalışma alanlarınıza ve eğitimlerinize değinir misiniz?

Ankara doğumluyum, Ankara Atatürk Anadolu Lisesinden sonra  Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi ve Şehir Bölge Planlama bölümlerinden mezun oldum. Tasarımlar yapmak, sıra dışı projeler üretebilmek hep ilgi odağımdı. Baştan sona kendi irademde olan ve her aşamasını kontrol edip kendimi ifade edebileceğim üç boyutlu tasarımlar benim için hep ön planda idi ve bu tasarımları ortaya çıkarmak, yapabilmek, görebilmek büyük bir mutluluk kaynağı oldu benim için. Bu çalışmalar beni heykel sanatıyla bütünleştirdi, tutkum haline getirdi; bir şeyler üretmek, ortaya çıkarmak, benim için çok büyük bir terapi yöntemi haline geldi. Hiperaktif bir insanım ama bir heykeli üretim süresince saatler, hatta günlerin geçtiğini fark etmediğim oluyor. Saatlerce masa başından kalkmayıp kafamda oluşturduğum o üç boyutlu şekli çözümlemeye, somut hale getirmeye uğraşmak en büyük zevklerimden biri oldu. Tabii bu üç boyutlu tasarımı hangi malzemeyle yapacağını seçmek ve daha sonra ortaya çıkarmak çok önemli. Ben birçok malzemeyle çalıştım deneysel olarak; bazı malzemeleri kullanarak, amaçladığım görüntüye ulaşacak özgün malzemeler oluştururken, çalıştığım mimari projelerdeki tecrübelerimi kullandım.

 Çalışmalarınızda sıklıkla yer verdiğiniz detaylardan biri sinek kuşu. Bununla anlatmak istediğiniz düşünce ve geçirmek istediğiniz duygu nedir?

“Sinek Kuşu” serisi, doğadaki en küçük kuşlardan biri olan sinek kuşlarının hayranlık uyandıran yeteneklerinden ve mistik anlamlarından ilham alıyor. Küçük boyutlarına rağmen bu kuşlar, doğada olağanüstü özellikleri ve çeviklikleriyle öne çıkar. Sanat dilimde, sinek kuşlarını yeniden yorumlarken yarı figüratif ve yarı kirigami bir yaklaşım benimsedim. Kanat ve kuyruklarında kirigami etkisi, bedeninde ise figüratif bir üslup kullanarak, sinek kuşunun havada asılı kaldığı o büyülü anı ölümsüzleştirmeyi amaçladım. Bu seriyle, yüzeyde görünenin ötesinde gizli bir gerçek olabileceği mesajını da iletmeyi arzuluyorum.

Origaminin bir dalı olan kirigami ile ilk tanışmanız nasıl olmuştu? Eserlerinize ne zaman ve nasıl yansıtmaya başladınız?

Yurt içi ve yurt dışında heykel sanatı üzerine kendimi geliştirmek için aldığım eğitimlerde fark ettim ki figüratif ya da soyut heykelde duygu ve düşüncelerini aktarabilmek, vurgulamak istediğin konu üzerine yoğunlaşmak için bir dil oluşturmak gerekir ve bu üslubu bulmak zaman alabilir. Ben kendi imza dilimi, Japonya’da kağıt katlama sanatı workshop’larına katıldığımda buldum ve krigami sanatının alfabesini kullanarak kendi tasarımlarımı ortaya çıkarıyorum. Bu dili, sanatımdaki imza dilim haline getirdim.

Yeni sergileriniz olacak mı?

Bu yıl, sanat açısından oldukça yoğun ve verimli bir dönem geçiriyorum. Çalıştığım galerinin Dubai, Saint Tropez ve Venedik’te sergi planları var. Türkiye’de ise Kültür Bakanlığının Kültür Yolu Projesi kapsamında dokuz farklı şehirde eserlerim sergilendi. Sanatçılarla sanatseverleri buluşturan bu proje, gerçekten amacına ulaşan ve çok başarılı bir organizasyon oldu. Ayrıca Bodrum ve İstanbul’da da sergilerim oldu. Üretim süreci beni sürekli mutlu eden bir yolculuk; ancak, yoğunluk nedeniyle sergilere vakit ayırmak konusunda zorlanıyorum.

Benzer İçerikler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir