2025 Paris Sonbahar/Kış Erkek Moda Haftası

2025-paris-sonbahar/kis-erkek-moda-haftasi

2025 Sonbahar/Kış Paris Erkek Moda Haftası’nda öne çıkan markalar

Paris Moda Haftası: Hermès Sonbahar/Kış 2025

Bir giysiye bir eve girer gibi girmek, onu giyerken karşılanma hissini yaşamak… İşte bu hisle hazırlandım Hermès erkek şovuna. Paris’in sert soğuğuna cesurca göğüs gerdiğim cumartesi günü, silueti keskin mimari bir vizyonla tasarlanmış vintage Hermès deri takımımın bana fısıldadığı “Taşıdığın şey kendi hayatındır.” cümlesi kulaklarımda yankılanarak yerime oturdum.

Benim için Hermès, hem yeni hem de zamansız olan modanın engin evreninde daima özgün tasarım diliyle cazibenin anatomisini temsil ediyor. Hermès Fall 2025 erkek koleksiyonunun başlığı “Inhabiting Time”—zamanı yaşamak, zamanın içinde var olmak veya zamanı deneyimlemek anlamına geliyor. Hermès, zamanın akışı içinde bilinçli bir şekilde var olmayı; geçmişi, şimdiyi ve gelecekle etkileşim halinde olan sadeliği kusursuzca giyinmenin kodlarıyla ifade ediyordu bu koleksiyonuyla.

Markanın erkek kreatif direktörü Véronique Nichanian, defile öncesi verdiği bir demeçte, “Erkekleri baştan çıkarıcı, rahat ve mutlu kılacak giysiler tasarlamaya çalışıyorum.” dedi. Sınırsız incelikle tonlanmış muhteşem renkler önümden akarken bronz, krom yeşili, kurşun grisi, kan portakalı, Celadon Blue (soluk ve hafif mavimsi-yeşil bir ton; eski Çin seramiklerinde kullanılan celadon sırlarından esinlenerek koleksiyona dahil edilmiş), vanilya, çakıl, taupe (sıcak ve soluk kahverengi ile gri arasında değişen nötr bir renk—genellikle toprak tonlarına benzetilir ve Fransızca taupe (köstebek) kelimesinden türetilmiştir, çünkü köstebeklerin kürkü de bu tonlardadır)…

Ve benim favori rengim: Prunoir. Fransızca prune (erik) ve noir (siyah) kelimelerinin birleşiminden türetilmiş bu renk, erik tonlarının neredeyse siyaha yakın, derin ve zengin bir versiyonunu ifade eder ve moda ile tasarım dünyasında sofistike bir ton olarak kullanılır.

Koleksiyonda yer alan bomber ceketler, yağmurluklar, parkalar, duffle kabanlar ve özellikle dar hatlı çift düğmeli takım elbiseler titizlikle işlenmiş; Hermès’in her daim benimsediği detaycılık ve sanatsallık, incelikli bir estetik anlayışıyla avangard ve genç bir görünüm kazanmış. Hermès, trendlerin peşinden koşmuyor; kendine özgü estetiğini ve titiz işçiliğini ön planda tutarak moda tutkunları için ilham verici bir referans olmaya devam ediyor.

Paris Erkek Moda Haftası: Dries Van Noten Sonbahar/Kış 2025

Dries Van Noten stüdyosu tarafından tasarlanan ve geçen ay Dries Van Noten’in kreatif direktörü olarak atanan Julian Klausner tarafından yönetilen Sonbahar/Kış 2025 koleksiyonunun ilham kaynağı, William S. Burroughs’un The Wild Boys adlı romanı ve Bertrand Mandico’nun yönettiği 2017 film uyarlaması.

William S. Burroughs’un The Wild Boys: A Book of the Dead (1971) adlı romanı, anarşik, homoerotik ve distopik unsurlar içeren deneysel bir bilimkurgu eseridir. Kitap, 20. yüzyılın sonlarında geçen, otoriteye karşı çıkan, kaotik ve şiddet dolu bir genç erkek çetesinin hikayesini anlatıyor. Film ise beş ayrıcalıklı gençten oluşan bir çetenin hikayesine odaklanıyor. Modern toplumun kurallarını reddederek özgürlük içinde yaşarlar ve baskıcı sistemlere karşı savaş açarlar. Ancak bu gençler şiddet içeren bir suç işler ve bunun sonucunda gizemli bir kaptanın yönetimindeki bir gemiye sürgüne gönderilirler.

Bu koleksiyon, normları yıkan ve bizleri cinsiyet, arzu ve insan doğasına dair sorgulamalara yönlendiren bir anlatı sunuyor. Zıtlıkların nasıl birbirini tamamladığını ve sanatsal etkilerin maskülen arketipleri nasıl dönüştürebileceğini gösteriyor. Başörtüleri, büyük boy taze çiçek broşları, deri eldivenler ve bele bağlanan metal uçlu bağcıklar, Dries Van Noten’in fantastik ve sürreal kombinasyonlarına yeni bir bakış açısı kazandırıyor.

Görsel olarak büyüleyici ve deneysel bir gardırop sunan bu koleksiyonun fotoğrafları, kendine özgü bakış açısıyla görsel anlatımı şekillendiren Willy Vanderperre tarafından çekiliyor. Rüya gibi bir sinematografiye sahip olan bu koleksiyon, geçmişin zarafetini ve romantizmini modern unsurlarla birleştirerek markanın köklü mirasını geleceğe taşıyan bir adım olarak öne çıkıyor.

Paris Erkek Moda Haftası: Louis Vuitton Sonbahar/Kış 2025

Louis Vuitton 2025 Sonbahar/Kış erkek koleksiyonu, iki dostun sanatsal bir yansıması olarak karşımıza çıkıyor. Pharrell Williams ve Nigo arasındaki iş birliği, Nigo’nun 20. yüzyıla ait iş kıyafetleri arşivinden ilham alıyor. Nigo’nun süslemeli ama işlevsel iş kıyafetlerine olan tutkusu, sokak giyimi (geçmiş) ile terzilik (günümüz) arasında dönüştürülerek modernize edilmiş. Yaratıcı bir sinerjinin oluştuğu bu koleksiyon, ikilinin sokak giyimi alanındaki ortak geçmişini temsil ediyor.

Masamichi Katayama tarafından kurulan tasarım şirketi Wonderwall tarafından hazırlanan sahne tasarımı, Louvre’un Cour Carrée meydanında, yeniden kullanılabilir ahşaptan yapılmış arşiv vitrinlerinin oluşturduğu bir küre etrafında şekilleniyor. Louis Vuitton arşivlerinin atmosferini çağrıştıran bu 24 vitrin, Louis Vuitton’un, Pharrell Williams’ın ve Nigo’nun koleksiyonlarına ait ödünç alınmış parçalar ile özel koleksiyonerlere ait eserlerden oluşuyor.

İş kıyafetleri, sokak giyimi ve Japon tekstilleri de dahil olmak üzere tarihi kıyafet koleksiyonları yapan Nigo’nun Tokyo merkezli arşivi, 10.000’den fazla nadir parçadan oluşuyor. A Bathing Ape markasının kurucusu olan Nigo, 2021’den beri Kenzo’nun sanat direktörlüğünü yürütüyor. Pharrell Williams ise 2023 yılında Louis Vuitton’un erkek kreatif direktörü olarak atandı.

Bu koleksiyonu izlemek, iki eski dost arasındaki bir diyaloğu dinlemek gibi; ortak geçmişlerinin ve tutkularının birçok yönüne adanmış bir çalışma olarak öne çıkıyor.

Paris Erkek Moda Haftası: Dior Men Sonbahar/Kış 2025

Erkeksi şıklık anlayışı ve geleneksel olarak daha feminen görünen Dior Men koleksiyonu, sanat direktörü Kim Jones’un erkek giyiminde yeni dönüşümler araştırdığı izlenimini veriyor. Christian Dior’un 1954-55 Sonbahar/Kış Ligne H koleksiyonundan ilham alan Jones, şovun başında ve sonunda haute couture ile hazır giyim arasında geçiş yapan görünümler sunuyor.

“Bu koleksiyon boyunca moda tarihinin, özellikle de erkek giyim tarihinin bir yansıması var. 18. yüzyıldaki oldukça süslü ve gösterişli tarzdan, 19. yüzyılda daha doğrusal ve işlevsel bir yaklaşıma geçişi görüyoruz; bu, modern erkek giyiminin başlangıcıdır.” diyor Kim Jones.

Koleksiyon boyunca dönüşüm ve biçim değiştirme kavramı hâkim. Zamanın kayması, arşivdeki kıyafetlerin değişimi, feminen olandan maskülen olana geçiş ve hatta bir paltonun eteğe dönüşmesi gibi giysinin bizzat değişim geçirmesi, bu anlayışı yansıtıyor.

Açılış look’u oldukça heyecan verici: Göz bağı olarak kullanılan bir fiyonk, boğazlı siyah bir kazak ve formunu pantolon olarak hissettiğimiz, ancak dönüşümünü bizzat hissettiren zarif bir anlayışla geriye doğru giyilmiş bir palto… Dior’un gri, siyah, beyaz, inci pembesi ve kahve tonlarından oluşan sade renk paleti, koleksiyonun dönüşüm ve biçim değiştirme temasını minimal bir duruşla vurguluyor.

Benzer İçerikler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir