
Herkesin sizi sevmesini istiyorsunuz. Kibar, düşünceli, uyumlu… Gerektiğinde fedakâr, her zaman anlayışlı. Kimseyi kırmamaya çalışıyor, çatışmalardan kaçıyor, “Hayır” demek yerine “Tabii ki” diyorsunuz. Çünkü iyi bir insan olmak, insanların sizi onaylaması ve beğenmesi çok önemli.
Ama ya bu “good girl”, yani “iyi kız” olma hali, sizi kendi hayatınızın figüranı yapıyorsa?
“İyi kız” sendromu nedir?
İyi kız sendromu, küçük yaşlardan itibaren öğretilen “Beğenilmek için nazik olmalısın” düşüncesinin, zamanla hayatın her alanına yayılması. Patronunuz, sevgiliniz, arkadaşlarınız hatta tanımadığınız biri bile sizden hep iyi ve doğru olmanızı bekliyor. Yanlış bir harekette bulunmazsınız, kaba bir söz söylemez ve ‘kötü’ tiplerle arkadaşlık kurmazsınız. Peki, bu sürekli onaylanma arzusu, sizi gerçekten mutlu ediyor mu?
Herkesi memnun etmeye çalışmak çok yorucu
Sürekli başkalarının beklentilerini karşılamak, kendi isteklerinizi ikinci plana atmak demek. Bir noktada kendinizi unuttuğunuzu fark ediyorsunuz. En son ne zaman gerçekten istediğiniz bir şeyi yaptınız? Cevabı bulmak zor mu? İşte tam olarak bu yüzden, bu sendrom sizi yavaşlatıyor.
İyi kız sendromu ilişkileri nasıl etkiliyor?
Her zaman anlayışlı, sabırlı, uyumlu olan taraf sizseniz, büyük ihtimalle dengenin bozulduğu ilişkiler içinde kalıyorsunuz. Çünkü siz hep veriyorsunuz, karşınızdaki ise almaya alışıyor. İyi olmak, karşılık beklemeden sevmekle karıştırılıyor. Oysa sağlıklı ilişkilerde iki taraf da eşit şekilde çaba gösterir. Hatta bazen sırf iyi ve kibar biri olduğunuz için, sınırlarınız ihlal ediliyor ve küçümsenmeye başlıyorsunuz.
Aşk güzel bir şey şey. Ama bazen farkına bile varmadan, kendinizi bir tür “ideal sevgili” yarışında buluyorsunuz. Hep anlayışlı, nazik, fedakâr, dram yapmayan, her şeyi tolere eden taraf olmak zorundaymışsınız gibi… Peki, neden?
Drama yaratmamak ile duygularını bastırmak aynı şey değil
Onun canı sıkılmasın, aranız bozulmasın diye sürekli alttan alıyorsunuz. O geç mesaj attığında ses çıkarmıyorsunuz. Planları iptal ettiğinde “Önemli değil” diyorsunuz.
Bir ilişkide uyumlu olmak önemli ama sürekli susan, kendi isteklerinden vazgeçen taraf sizseniz, o ilişki sizi mutlu etmez. Bazen sesinizi çıkarmak, beklentilerinizi dile getirmek ve sınır koymak gerekir. Çünkü bir ilişkide huzur, sadece bir tarafın sürekli fedakarlık yapmasıyla sağlanmaz.
Kimse “zor biri” olarak anılmak istemez. Ama duygularınızı paylaşmamak, sizi daha “kolay sevilen” biri yapmaz. “Sorun çıkarmamak” adına üzüntünüzü, hayal kırıklığınızı, hatta öfkenizi saklıyorsanız, bir süre sonra kendinizi mutsuz hissedersiniz. Her zaman nazik, mükemmel ve uyumlu olmak zorunda değilsiniz.
İlginizi çekebilecek bir diğer yazı >>>>> “Ne istediğini bilmeme” sendromu nasıl aşılır?
Kapak: @romeestrijd