Hem yerli hem de Alman dizilerinde boy gösteren yeni dönemin başarılı oyuncularından Aslı Melisa Uzun, dans tutkusunu da tatmin edebileceği projelerde yer alabilmek için sabırsızlanıyor.
Formsante / Temmuz 2022
Röportaj: Deran Çetinsaraç
Fotoğraf: Murat Sargın
Styling: Tülin Demir
Makyaj-saç: Alp Kavasoğlu
Fotoğraf asistanı: Zehra Sargın
Ailesinden gelen Alman kökleri sayesinde Almanca’yı da çok iyi konuşabilen genç ve güzel oyuncu Aslı Melisa Uzun’u hem Türk hem deAlman televizyonlarında izleyebilirsiniz. İstanbul-Berlin arasını su yoluna çevirdiğini belirten Uzun, seyahat etmeyi her zaman çok sevdiğini de söylüyor. Almanya’da hukuk okurken İstanbul’da konservatuarda çağdaş dans eğitimine geçiş yapan Melisa, hayallerini süsleyen bir diğer sanat dalı olan oyunculukta devam ediyor.
İki ismini de kullanıyor musun, hangisini daha çok?
Melisa’yı kullanıyorum. Anneannem koyduğu için Melisa isminin yeri bende çok daha farklı. Bir akşam Datça’da arkadaşının bahçesinde otururken melisa çiçeklerinin kokusu gelmiş burnuna; o an o kokuyu o kadar sevmiş ki torunum olursa bu ismi koyarım demiş.
Şimdiye kadar Almanya’da iki yapımda rol aldın, devamı gelecek mi, orada da bir menajerin var mı?
Aslında dört yapımda rol aldım ama ikisi daha büyük projelerdi. Türkiye’de Talent Co.-Ayça Kardeş ile çalışıyorum. Orada ise Olgu Çağlar ile; Almanya ve İngiltere ile ilgileniyor. Benim amacım, uluslararası ve disiplinlerarası çalışmaya ve alanımı genişletmeye devam etmek. O yüzden evet, devamı gelecek ?
Alman dizilerinde oynayabilmek akıcı bir Almanca gerektiriyordur, annen ve anneannen Alman değil mi?
Anneannem Alman, annem yarı Alman, ben çeyrek…
Türkiye’de var mı projelerin, yakında seni bir yapımda izleyecek miyiz?
Yeni sezon için pek çok proje var; senaryolar geliyor. Bu anlamda okuduğum, değerlendirdiğim yoğun bir dönem benim için. Sezonda mutlaka güzel bir iş ile izleyici karşısında olacağım.
İstanbul-Almanya hattını çok sık kullanıyorsundur, seyahat etmek, uçak yolculukları valiz hazırlamak senin için ne ifade ediyor?
Evet, su yolu yaptım. Berlin-İstanbul arası bana artık yurt içi gibi geldiği için iki saat önceden havalimanında olmam gerektiğini unutup bir saat önce havaalanında olduğum ve uçağa son dakikada binmişliğim var. Seyahat etmeyi her zaman çok sevdim. Özellikle sevdiğim insanları şehirlerinde ziyaret etmekten ve onların yanında kendi evimde hissetmekten ya da yepyeni yerler keşfetmekten çok keyif alıyorum. Bavul yapmak ise gitgide daha da profesyonelleştiğim ama son dakika yaptığım için beni strese sokan bir eylem gibi… Yapması keyifli, boşaltması eziyet.
20 kere de izlesem sıkılmam diyebileceğin bir film var mı?
Disney’in “UP” animasyonu!
Hangi tip insanların enerjisi seni yorar? Enerjin düşükse bunu nasıl tersine çevirirsin?
Sürekli söylenen, her şeyi yapıcı olmaksızın eleştiren, kaos ve kavgadan beslenen, karşısındakinin enerjisini emen insanlar beni yorar, onlardan uzak durmayı tercih ediyorum. Tabii ki zaman zaman herkesin enerjisi düşebilir ama bence bu yükü uzun süreli başkasının üstüne yıkmamalı insan. Enerjim düştüğünde bazen yatakta kalıp hiçbir şey yapmak istemiyorum, böyle hissettiğimde bunu kabul edip bunu yaşamaya izin veriyorum ve bu sayede geçiyor. Bazen de çalışmak, hareket etmek ya da kendimi evin dışına atıp sosyalleşmek iyi geliyor. Enerjimin düşme nedeni ve süresine bağlı olarak ihtiyaçlarım da değişiyor, o zaman bedenimi dinleyip ona göre hareket ediyorum.
Herkesin bir hayat amacı olduğunu düşünüyor musun? Seninki ne bulabildin mi?
Evet, herkesin hayata gelmesinin başka bir amacı olduğuna, bir şeylere aracı olduğuna inanıyorum. Hayat amacımı buldum, şudur diyemem ama sevgi ve yaşam sevinciyle, bazen de savrularak arayışta olduğumu söyleyebilirim.
Hukuk okumaya devam etseydin ve elinde bir güç olsa hukuk sistemimizde neyi değiştirirdin?
Demokratik ve insan haklarını gözeten kanunların uygulamada eksiksiz işletilebilmesi için en temel ihtiyaç olan bağımsız bir yargı için çalışırdım. Taraf olduğumuz uluslararası insan hakları sözleşmelerine bağlı kalınmasını, bağımsız bir denetleme sistemi ile yargı tarafından alınan kararların hukuka uygun olmasını sağlamaya çalışırdım.
Sence kadınların yaşam hakkı için ne yapılması gerekiyor, ne yapılırsa caydırıcı olur?
Sadece kağıt üstünde değil- ki orda da alacağımız baya bir yol var- kadınlar için toplumsal ve sosyal adaletin sağlanması için birçok adım atılması gerekiyor. Kadınların eğitime ve iş pozisyonlarına eşit şekilde erişiminin yanı sıra toplumsal ve aile içinde de eşit koşullarda büyüyebilmeleri ve yaşayabilmeleri için koruyucu, önleyici ve eğitici adımlara da ihtiyaç olduğu gibi. Kadına şiddet ve suçlulara yeteri kadar yaptırım uygulanmaması da toplumsal adaletsizliğin en belirgin göstergelerinden biri. İstanbul Sözleşme’sinden, sözleşmeyi ilk imzalayan ülke olarak çıkmamız, bu anlamda özellikle üzücü. Birçok koruyucu kanuna, sözleşmeye, uygulanan yaptırımlara ve toplumsal değişime ihtiyacımız var. Kadınlar olarak, önce kendimiz güçlenmeli; bu bağlamda deneyim aktarımı; birlikte öğrenme ve birlikte hareket etme pratiklerimize zaman ve alan açmalıyız. Kadınların güçlenmesinin toplumsal güçlenmeye nasıl katkıda bulunacağını geniş kitlelerle paylaşmalıyız.
İçinde dansın da olduğu ve keşke ben de içinde yer alsaydım dediğin bir yapım var mı?
Birçok yapımı izlediğimde dans etme tutkum alevleniyor tabii ki, özellikle Ultima Vez, Batsheva, Damien Jalet’nin işlerini ve daha birçok başka büyük prodüksiyon izlediğimde. Ama benim için dans işlerinde geçirdiğim süreç, kinestetik olarak yapılan araştırma ve insanların birbirine nasıl davrandığı çıkan sonuçtan daha önemli olduğu için, sevdiğim ve fikrine güvendiğim insanlarla birlikte üretmekten daha çok keyif alıyorum. İleride hem kendi işlerimi üretmek, hem de farklı yönetmen ve koreografların işlerinde yer almak istiyorum tabii, özellikle çağdaş tiyatro, çağdaş sanat, çağdaş dansın ve filmin kesiştiği noktalarda. Dans filmlerine bayılıyorum. Gaspar Noe’nin Climax’inin bir parçası olmak isterdim mesela ya da yine Ultima Vez’in Blush dans filminin. Bu alanda da çalışmalar yapmak için sabırsızlanıyorum.
Düzenli egzersiz yapıyor musun? Günlük veya haftalık spor rutinin nedir?
Her haftamın ritmi farklı olduğu ve çok yer değiştirdiğim için düzenli olarak gittiğim sabit bir mekan yok ama her haftaya göre kendimi adapte ediyorum. Berlin’deysem çeşitli dans derslerine katılıp, bisiklete biniyorum; İstanbul’da olduğumda ise spora gidip, zıp zıp ya da aerial hoop dersleri gibi farklı dersler alarak hem bedenimi farklı biçimlerde çalıştırıp hem de eğleniyorum. Benim için hareket etmek hiçbir zaman sadece belli bir şekilde görünmek için yaptığım bir pratik olmadı. O yüzden değişen ve keyif veren rutinler bulmak ve uygulamak bana çok iyi geliyor.
Melisa’nın’nın bakım ve güzellik sırları desek; bunlar ne olurdu?
Mutlu insan güzel insan bence; ben de mutlu olduğum sürece daha güzel hissediyorum, o yüzden ruh sağlığımı öncelemeye çalışıyorum. Onun dışında, dans!
Beslenmende dikkat ettiğin şeyler var mı? Hiç rejim yaptın mı?
Aralıklı oruç ve eliminasyon diyeti denedim ve bu düzenin organlarıma çok iyi geldiğini düşünüyorum. Ama bir süredir üç öğün besleniyorum, kendimi kısıtlamadan, dengeli beslenerek ve bu formül şu anda bana daha iyi geliyor. Zaman zaman bedeni, aynı hareket rutinlerinde olduğu gibi şaşırtmak ve farklı beslenme biçimleri deneyerek o dönem neyin daha iyi işlediğini bulmak gerektiğini düşünüyorum.
