Bu Yazı Diğer Yarınız Için!

bu-yazi-diger-yariniz-icin!

Uzmanlara sorduk! Eşiniz bebek bakımı konusunda size nasıl yardımcı olabilir? Baba adayları bu yazı sizin için, özeti spotta verelim; “Doğum bir mucize! Bu mucizenin büyüsünü, yapacağınız fazla mantıklı konuşmalarla bozmamanızda yarar var!..”

Malum, kadınlar ve erkekler birbirinden çok farklı yapıdalar. Kadınlar içgüdüsel olarak anne olmaya 2 milyar yıldan fazla süredir, başka bir deyişle insanoğlunun varlığından bu yana alışık olmasına rağmen, erkekler baba olmayı öğrenirler! Bu yönde eğitici mecralarsa aslında sadece son 50 yıldır var diyebiliriz. Peki, siz erkekler babalığı -kadınlar gibi içgüdüsel olarak, doğal yollardan değil de- sonradan öğreniyorsanız madem; nasıl olur da anneye bebek bakımı konusunda yardımcı olabilirsiniz? Önerilerimiz var!.. Aslında yapmanız gereken en önemli şey, eşinizi annelik içgüdülerini dinlemesi konusunda yüreklendirmeniz. En ufak bir tereddütünde ona: “En iyisini sen, daha doğrusu senin annelik içgüdülerin bilir karıcığım. Endişelenme bebeğimiz için en iyi olana sen ve içgüdülerin karar verecek!” türünde yapıcı ve cesaretlendirici açıklamalarda bulunun.

HAZIR OLUN!

Karınızı anneliğe hazırlarken aslında siz de babalığa hazırlanıyorsunuz. Sizin esas göreviniz doğum yaklaşırken eşinizi rahatlatmaktan ibaret aslına bakarsanız.

Eşinizin doğum sırasında oksitoksin (sevgi hormonu olarak da bilinir) hormonuna ihtiyacı vardır. Bu hormon sayesinde doğumu çok daha kolay yapabilir. Sevgili baba adayları, doğumdan hemen önce hastanedeyken -aslında tüm hamileliği süresince- eşinize, onu ne kadar çok sevdiğinizi söyleyin ve hissettirin. Bu sayede sizden güç alacak hem de hormonsal olarak kendini doğuma hazırlayacaktır. Sizin desteğiniz onun için her şeyden önemli.

Şimdi, cep telefonunuzu ve bilgisayarınızı bir kenara bırakın. Eşinizle birlikte film izleyin, müzik dinleyin. Onun hamilelikle ilgili kaygı dolu konuşmalarını dinlerken sakın -sıkılsanız bile- ona karşı eleştirici olmayın! Siz huzurlu olur, sakin, olgun davranırsanız aynı enerji heyecanlı anne adayımıza da geçer.

Doğum yaklaştıkça her akşam 15 dakikanızı eşinize ayırın. Onunla birlikte derin nefes alıp verin. Anne adayını rahatlatıcı müzikler açın. Onunla konuşun. Her şeyin çok güzel olacağı yönünde pozitif, sakinleştirici cümleler kurun.

Eşinizin süper kahramanı sizsiniz! Bunu, bu kafa karıştırıcı, heyecanlı dönemde en iyi şekilde atlatabilmesi için ona destek olarak gösterebilirsiniz. Biliyoruz, sizin de bir baba adayı olarak kafanız karışık ama karınızdan daha çok karışık olamaz! Doğum her ne kadar doğal bir şey olsa da anne adayı için hormonlardan dolayı karışık ruh hali anlamına geliyor. O nedenle anlayış, ilgi, şefkat eşinize verebileceğiniz en değerli hisler…

“Anne adayı eşİnİze olan davranışlarınız, özellİkle doğum yaklaşırken çok çok önemlİ. Her zaman pozİtİf cümleler kurun!”

DÜŞÜNCE ŞEKLİNİZİ DEĞİŞTİRİN

Erkekler genelde kadınlara göre daha analitik düşünürler. Olaylara yaklaşımları duygularından ziyade mantıklarıyla olur. Ancak işin içine anne-baba olmak girince işler biraz değişir, değişmeli! Eşinizin doğumla ilgili -çoğu zaman size gereksiz gelecek- günde belki de 30 defa aynı şeyleri söylemesi size çok mantıksız gelebilir. Eğer eşiniz hamile olmasaydı bu konuyu eminiz onunla tartışırdınız bile! Ancak bu aralar mantığınızı bir kenara bırakmanızı ve içinizdeki duygusal, romantik, anlayışlı erkeği ön plana çıkarmanızı öneriyoruz!..

Doğum bir mucize! Bu mucizenin büyüsünü, yapacağınız fazla mantıklı konuşmalarla bozmamanızda yarar var! Biraz daha hayalperest yönünüzü çıkarın. Alın eşinizi kollarınızın altına ve birlikte hayallere dalın… “Düşünsene karıcığım, bugünler geçecek, çocuğumuz sağlıklı bir şekilde doğacak. Ve her gün büyümesini büyük bir mutlulukla izleyeceğiz. İlk sözcüğü, ilk adımı, ilk gülümsemesine tanıklık edeceğiz. Hadi kızım -hadi oğlum- anneciğinle babacığın seni bekliyor.” gibi cümleler kurabilirsiniz. Elbette sizin de kaygılarınız vardır. Uykusuz geceler, artan masraflar, sorumlulukların arttığı yepyeni bir hayat… Ancak bu kaygılarınızı eşinize yansıtmak yerine olayların pozitif yanlarını onunla paylaşmanız, çok daha yapıcı ve olumlu sonuçlar getirecektir. 

HORMONLARINIZLA SAVAŞIN!

Eşinizin hormonları maksimum düzeye çıkmış durumda. Peki ya sizinkiler? Sizinkiler de öyle. Onun oksitoksin, adrenalin gibi hormonları artmışken sizin de adrenalin hormonunuz artacak. Neden mi? Çünkü aynı evin içinde yaşıyorsunuz ve birbirinizden etkileniyorsunuz. Sürekli bir etkileşim halindesiniz. Aslında bu adrenalin size ve eşinize iyi gelir. Hem sizi doğuma hazırlar hem de doğumdan sonra bebeğe bakmak için gereken heyecanı, isteği ve enerjiyi sağlar. Ancak adrenalinize çok yüklenirseniz olumsuz etkilenebilirsiniz. Daha kaygılı, endişeli, sinirli olmanız an meselesi! Bu nedenle herhangi bir tartışma başlatmaktan ya da eşinizin agresif tutumlarına aynı şekilde karşılık vermekten kaçınmalısınız. Kendi başınıza yapacağınız yürüyüş ve koşu, hormonlarınızı dengelemede size iyi gelecek.

Doğum izni yaklaşırken ve doğum anında öncelikli bir göreviniz vardı hatırlarsanız; eşinizi rahatlatmak! Bunun için onunla sürekli iyi iletişim halinde olun. Negatif cümlelerden, sinirli tavırlardan uzak durun.

MODUNUZU DÜŞÜRMEYİN

Hastanedesiniz. Eşiniz, ailesi, sizin aileniz, arkadaşlarınız herkes orada ve stresli… Hastane ortamı çok da pozitif bir ortam değildir ne de olsa. Siz de en az eşiniz kadar heyecanlısınız biliyoruz. Ancak zaten son derece heyecanlı hatta kaygılı olan eşinizi rahatlatmak yine size düşüyor. Bakışlarınızdan bile etkilenebilecek durumda şu an… O nedenle öncelikle kendiniz rahatlayın ve daha sonra eşinizi rahatlatın. Eğer etrafınızda çok konuşan ya da kötü doğum hikayelerini anlatmaya kalkışan bir yakınınız olursa hemen onu susturun ve ortamdan uzaklaşmasını sağlayın. Hep olumlu cümleler kurun ve mümkünse doğuma girmeden hemen önce herkesi hastane odasından çıkarıp eşinizle bir iki dakika da olsa baş başa kalın. Heyecanlı anne adayının, doğuma girmeden önce duyacağı sözler sizden gelsin. Bunlar da çok olumlu, güzel cümleler olsun.

DOĞUMA GİRECEK MİSİNİZ?

Eşlerin de doğuma girmesi oldukça popüler. Ancak bu bir trend olduğu için değil, siz gerçekten istediğiniz için doğuma girmelisiniz. Doğum anına tanıklık etmek istiyor musunuz? Bu hassas bir durum. Daha önce eşinizi hiç görmediğiniz haliyle göreceksiniz. Bunu kaldırabilecek misiniz? Eğer kaldıramayacağınızı düşünüyorsanız, bunu eşinizle paylaşın. O sizin doğuma ille de girmenizi isteyebilir, ama çok etkileneceğinizi düşünüyorsanız bunu eşinizi kırmadan tatlı bir dille onunla paylaşın. Eğer doğuma girecekseniz, eşinize destek olduğunuzu vücut dilinizle de gösterin. Minik mucizenizi birlikte karşılamaya hazır mısınız?

DİNLEYİN!

Özellikle doğum yaklaştıkça eşinizi daha çok dinlemeye çalışın. Onun doğum anına dair kaygılarını, endişelerini, belki de sızlanmalarını dinleyin. Güzel anne adayını özellikle doğuma birkaç gün kala eleştirmekten kaçının. Biraz gergin olabilir, normalden çok daha fazla konuşuyor, söyleniyor olabilir, sabredin! Kolay değil, yepyeni bir başlangıç! Yeni bir can dünyaya getirmek üzere, eşinize onu dinlediğinizi hissettirin.

Benzer İçerikler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir