Aralık 2021 sayımızdan.
Drunk Elephant, Türkiye’ye gelmesine en çok sevindiğim markalardan biri! Gerek ambalaj tasarımı gerekse zararsız diyebileceğim içeriğiyle ürünleri oldukça dikkat çekici ve neredeyse her soruna da farklı bir çözüm getiriyor. Markanın kurucusu Tiffany Masterson’la ürünleri ve güzellik rutinine dair konuştuk.
- Bize kendinizden bahsedebilir misiniz? Kendi markanızı kurarken nelerden cesaret aldınız?
Drunk Elephant’ı geliştirmeden önce ev hanımı dört çocuklu bir anneydim ve her türlü cilt sorunum vardı. Rosacea, kuruluk, T bölgesinde yağlanma ve gözle görülür gözeneklerim vardı. Bulabildiğim her çözümü veya mucize kremi denedim ama hiçbir şey uzun süre işe yaramadı. Sonrasında kullandığım ürünlerin içeriğini araştırmaya başladım, her birinin oynadığı rolü, daha da önemlisi cildimin bunlara nasıl tepki verdiğini not ettim ve anladım ki pazarlama amaçlı ürünlere eklenen bazı içeriklerin aslında ürünlerin içinde olmaması gerekiyor. Cilt sorunlarımın temelinde altı bileşenin bulunduğundan şüphelendim. Bunlara ‘suspicious 6’ yani ‘şüpheli 6’ (uçucu yağlar, koku, boyalar, silikonlar, sodyum loril eter sülfat, kurutucu alkoller ve kimyasal koruyucular) diyorum. Onları ortadan kaldırdıktan sonra cildim tamamen değişti. Kararsız ve dengesiz bir durumdan temiz, dengeli ve sağlıklı hâle geldi. ‘Şüpheli 6’ içermeyen ürünler bulmaya çalışmak kolay değildi, bu yüzden Drunk Elephant’ı yarattım. Benim felsefem; “Cilt cilttir.” Tüm ciltler aynı işlevi görür. O nedenle cilt tipleri dediğimiz farklı kategorilere gerek yoktur. Drunk Elephant, reaktif cildin oluşmasına yol açan malzemeleri kullanmayarak cildi sıfırlamayı hedefliyor. Ürünlerdeki hem doğal hem de güvenli sentetik içerikleri izole ederek, formüllerin ideal pH seviyelerindeki aktif maddeleri içermesini sağladım.
- Marka isminin arkasındaki hikâye nedir?
Marula yağını ilk denediğimde kendisine âşık olmuştum. İnternette araştırma yaparken karşıma YouTube’da bir video çıktı ve bu videoda fillerin marula meyvesini yedikten sonra sarhoşmuş gibi davrandıklarını gördüm. Markama ‘Sarhoş Fil’ ismini koyabileceğimi hiç düşünmemiştim ama arkadaşlarıma sormaya başladığımda, bunun çok dikkat çekici ve unutulmaz olacağını da fark ettim ve direnemedim. Formülasyonlar o kadar ciddiydi ki bir yerde eğlenceli, muzip bir dokunuşa ihtiyacımız vardı.
- Bu ‘şüpheli 6’’yı biraz daha detaylandırır mısınız?
‘Şüpheli 6’, cildim için sorunlu bulduğum bileşenlerden oluşuyor. Korkunç, kötü veya zehirli değiller ama bence cildin işlevini bozup akne eğilimli, hassas, karma, aşırı kuru veya yağlı vb. rahatsız edici cilt tiplerinin oluşmasında rol oynayabilirler. ‘Şüpheli 6’’yı aşağıdaki şöyle açıklayabilirim:
Esansiyel Yağlar: Cildimiz, bu yağların doğaları gereği içinde bulunan uçucu koku bileşiklerine duyarlıdır.
Kurutucu Alkoller: Bunlar, cildi nem kaybına uğratma ve hassaslaştırma potansiyeline sahip alkollerdir. Biz, cilde uzun vadeli zarar verdiklerine inanıyoruz.
Silikonlar: Özellikle daha ağır oklüzif silikonlar (dimetikon) cildi tıkayabilir ve aktif maddelerin (askorbik asit gibi) cilde nüfuz edip işlerini yapmasını önlerler. Kimyasal Koruyucular: Birçok insan, bu tür güneş koruyucu aktif maddelerinin, özellikle göz çevresinde veya hassas ya da problemli ciltlerde (gül hastalığı veya egzama gibi) kullanıldığında hassaslaştırıcı olduğunu düşünür. Biz de bu maddelerin, duyarlılık yoluyla dönemsel sivilcelerin artmasına ve aknenin kötüleşmesine yol açabileceğine inanıyoruz.
Koku ve Boyalar: Bir formüle hoş bir renk veya koku katmak için tasarlanmışlardır ve cilde hiçbir faydaları yoktur.
SLS: Bu küçük molekül sadece nemden arındırma açısından çok sert olmakla kalmaz, aynı zamanda cilde nüfuz ederek iltihaplanmaya yol açar ve cilt bariyerine zarar verebilir.
- Günlük cilt bakımı rutininiz nedir?
Cildimin ihtiyacına göre günden güne değişiyor. Sloganlarımdan biri de “Cildinizi dinleyin.” Tipik bir günde uyanırım, tazelenmek için biraz E-Rase Milki Misel Suyu’nu yumuşak nemli bir bez döküp gözlerimi nazikçe silmeyi seviyorum. Daha sonra genellikle doğrudan Virgin Marula Luxury Facial Oil uygularım. Akabinde C-Firma Fresh Day Serum, A-Passioni Retinol Krem ve Lala Retro Whipped Krem karışımını uyguluyorum. Son dokunuşta da Umbra Tinte SPF 30 ile devam ediyorum. Gece makyaj yapıp yapmadığıma göre Slaai Makeup Melting Butter Cleanser veya Beste No.9 Jelly Cleanser ile cildimi temizliyorum. Sonrasında da Virgin Marula Luxury Facial Oil, B-Hydra Intensive Hydration Serum, T.L.C. Framboos Gece Serumu ve biraz Protini Polypeptide Krem karışımını uygularım.
- Tüm ürünlerinize isimleri sizin verdiğinizi okumuştum. Yaratıcı süreç nasıl işliyor?
Evet, hemen hemen her detayla ilgileniyorum! Yeni bir Drunk Elephant ürününü yaratmak ve piyasaya sürmek bir yıldan iki yıla kadar sürüyor. Lansman konusunda inanılmaz derecede seçiciyim ve test aşamasında günlük olarak ürüne ulaşamıyorsam, muhtemelen piyasaya sürmekten vazgeçiyorum. Bir formülasyonu onayladığınızda, ambalajı seçmeniz, stabilite ve uyumluluk testi yapmanız gerekir. Bir ürünü üretmeden önce başka testler de yapmanız gerekir. Zamanlama, elde edilmesi zor bir bileşen veya testteki bir aksaklık gibi farklı nedenlerle ertelenebilir, bu da daha sonra geri dönüp yeniden formüle etmeniz gerektiği anlamına gelir. Daha sonra, ürünün adını, tüm temel bileşenleri, yönergeleri, iddiaları, ne olduğu, ne işe yaradığı gibi her şeyi yazmanız gerekiyor. Ayrıca iddiaları desteklemek için klinik testleri de yapmalısınız. Ürünün küresel olarak uyumlu olduğundan da emin olmalısınız. Sonrasında da sanat işi devreye girer. İç ve dış ambalaj için kopya yazmanız gerekir. Rengi kontrol etmek için bir prototip alırsınız ve bundan sonra süreç 3-6 ay sürebilir. Ardından, perakendeciye gönderilmeden önce doldurup dağıtım deposuna götürmeniz gerekir. Satıcıya gönderildikten altı hafta sonra nihayet ürün raflarda yerini alır. Uzun bir süreç ama kesinlikle seviyorum.
- Cilt bakımı serisinin yanı sıra, bir saç bakımı serisi de yarattınız. Geliştirme sürecinin en zorlu kısmı ne oldu?
Cilt için en yaygın olarak kullanılan sorunlu bileşenlerden kaçınma felsefemi geliştirdiğimde, bunun herhangi bir ürüne uygulanabileceğini biliyordum. Yüz ürünleriyle başladım ama zaman geçtikçe kendimi aynı felsefeye bağlı saç ve vücut bakımı yapmak isterken buldum. Aynı anda birkaç şey oldu… Birincisi, arkadaşım Chris McMillan birlikte saç serisi yapma fikrini ortaya attı. İkincisi, tüketiciler Drunk Elephant’ın ciltteki sonuçlarını sevince vücut ve saç ürünleri de istemeye başladı. Chris ile çalışmak bir rüyaydı çünkü çocukluktan beri arkadaşız. Sürecin en zorlu yönü, silikon içermeden bir formül elde etmekti. Çünkü bunlar daha pürüzsüz, daha parlak saçlar elde etmenin endüstri çapında kısa yolu. Ne yazık ki, suda çözünmezler ve saç ve saç derisinde birikme eğilimi gösteriyorlar. Dolayısıyla, bu faydaları sağlayan alternatifler bulmak kolay olmadı, ancak biz meydan okumayı seviyoruz ve bunlara dayanmayan, ancak yine de pürüzsüz, parlaklığı artıran ve saçı güçlendirmeye yardımcı olan saç bakım formüllerinin kodunu kırdığımızı düşünüyoruz.
- Bizimle paylaşabileceğiniz bir güzellik tavsiyeniz olur mu?
Güneş koruyucunuzu her gün kullanın ve cilt bakımı rutininizde ‘Şüpheli 6’’dan kaçının. Bir de mümkün olduğunca çok egzersiz yapın.
İlgili Konular
- carousel