Enerjisa Enerji Bilgi Teknolojileri ve Dijital İş Yönetimi Başkanı Mehmet Fırat: “E-TERNAL’ı bizi ileriye ve geleceğe taşıyan bir uçak motoruna benzetiyoruz. Tüm kanatları bir arada tutan faktör ise kültür ve sürdürülebilirlik.”
20 yıldır teknoloji alanında çalışan Mehmet Fırat, doğduğu il olan Ankara’da lisans eğitimini Orta Doğu Teknik Üniversitesi Matematik bölümünde, yüksek lisans eğitimini ise İngiltere’de Bilişim Yönetim Sistemleri bölümünde tamamladı. SAP danışmanlığı alanında başlayan kariyerini Fırat, savunmadan sağlık, ulaştırma ve lojistik sektörlerine kadar çeşitli şirketlerde SAP ve süreç danışmanlığı yaparak sürdürdü. 11 yıldır bünyesinde çalıştığı Enerjisa Enerji’de ise son 2 senedir Bilgi Teknolojileri ve Dijital İş Yönetimi Başkanlığı görevini yürütüyor.
Bunun yanında; Blockchain Türkiye, Yapay Zeka ve Teknoloji Derneği ve TRAI gibi teknoloji alanında faaliyet gösteren STK’lara ek olarak, Enerjide Dijitalleşme Derneği ve ELDER gibi odağına enerji sektörünü alan STK’larda yönetim kurulu ve sektör danışma kurulu üyeliği rollerine devam ediyor.
Yakın zamanda ise Enerjisa Enerji, alanında patent koruması alınan ilk dijital dönüşüm modeli E-TERNAL’ı markalaştırdı. E-TERNAL ile şirket yapısında gerçekleşen değişimlerden yeni nesil teknolojiler ve Enerjisa Enerji’nin IT altyapısına kadar tüm merak edilenleri Mehmet Fırat’tan dinledik…
“2030’a kadar 40 mega kentte 630 milyon insan yaşayacak”
Pandemi döneminde enerji sektörü de yeni nesil teknolojilerle büyük ilerlemeler kaydetti. Bu konudaki görüşlerini ve analizlerini anlatan Mehmet Fırat, yeni nesil teknolojilerin enerji sektöründeki trendleri arasında bağ kurarak dönüşümü sağladığını söyledi:
“İçinde bulunduğumuz dönem, enerji sektörü için büyük ve yıkıcı bir değişim barındırıyor. Bu değişimde teknolojinin rolü yadsınamaz ölçüde büyük. Enerji sektörü uluslararası bir oyun ve bu oyunun içinde olup tam resmi görmek için global trendlere bakıp enerji trendleri ile teknolojinin nasıl kesiştiğine odaklanmamız lazım.
Enerji sektöründe iklim değişimi odağında dekarbonizasyon, yenilenebilir enerjiyi evlerimize, işimize taşıyan desantralizasyon, oyuncuları ve oyun kurallarını değiştiren deregülasyon ve demokratikleşmenin yanında dijitalleşme ile çok daha yoğun teknolojili bir dünyaya doğru ilerliyoruz.
Şehirleşmeye baktığımızda ise hızla devam eden bir büyüme görüyoruz. 2030 yılına kadar 630 milyon insanın 40 mega kent içerisinde yaşaması bekleniyor. Yani şehirlerde yoğunlaşan büyük enerji ihtiyacı için yeni çözümler gerekiyor. Ortalama yaşa baktığımızda ise dünyada ve ülkemizde devam eden bir artış var. 1990’da 67,5 olan ortalama ömür bugün 78,5’a yükseldi. Bu durumun enerji sektörüne etkisi enerjinin kesintisiz ve daha yüksek hacimde kullanım ihtiyacı olarak ortaya çıkıyor. Elektrifikasyona baktığımızda da dünyada 580 milyon kişinin elektriğe erişimi olmadığını, %40’ının yemek pişirmek için temiz enerjiye erişemediğini, karbon emisyonlarının azaltılması için ulaşımda, sanayide ve üretimde elektrik kullanımın daha da artırılması ihtiyacını görüyoruz.
Enerji sektöründe yeni nesil teknolojilerin kullanımı, tüm bu trendlerin tamamına dokunan ve birbirine bağlayan bir bağ kurarak dönüşümü sağlıyor. Enerjideki dönüşüme bu gözle baktığımızda yeni teknolojilerin sektörde büyük değer yarattığını görüyoruz. IoT, yapay zeka, hiper otomasyon, bulut teknolojiler, blok zinciri gibi farklı yeni nesil teknolojiler, birbirlerini tamamlayarak farklı değer önerileri sunuyor.
İlk değer önerisi, verimlilik ve optimizasyon olarak karşımıza çıkıyor. Varlıkların yaşam döngüsü, bakım, tahminleme, veri işleme ve görselleştirme gibi başlıklarda temelde bir işi daha iyi yapma üzerine katkı sağlıyorlar. Bir başka boyut da çağrı merkezlerindeki görüntülü arama sistemleri, speech to text ya da text to speech teknolojileri; sürekli veri setlerini, müşteriyi anlamaya ve ona daha iyi bir deneyim sunmaya odaklanıyor. IoT ile elektrik şebekemizin birçok noktasından veri alarak, bunları anlamlandırarak müşterilerimize sunduğumuz hizmeti daha ileriye taşıyoruz. Üçüncü olarak da veri odaklı modeller daha önceden olmayan yepyeni iş modellerini hayatımıza getirerek büyüme fırsatı sunuyor. Blok zincirinin finansal piyasalardaki etkisi, e-mobilite’deki enerji ticaretinin dijital piyasa ve işlemler içinde yeni yaklaşımlarla yürütülmesi gibi örnekler, bizi veri odaklarını kullanarak yeni bir geleceğe doğru taşıyor.”
“Yapay zeka ve veri analitiği, sektördeki birçok başlıkta değer yaratıyor”
Büyük veri ve veri analitiği, enerji sektörünün olmazsa olmazı. Özellikle tahmine dayalı analitik ve derin öğrenme gibi teknikler sektörde çokça kullanılıyor. Mehmet Fırat bu teknolojilerin sunduğu faydalar hakkında ise şunları kaydetti:
“Enerji sektörü olarak, en büyük veri hacmine sahip alanlardan birinde faaliyet gösteriyoruz. Bu çerçevede de iş dünyası olarak, ürün ve hizmet sunmanın yanında aslında veri üreten büyük organizmalarız. Enerji sektöründe 42 milyon tüketim noktasından anlık enerji çekişleri ve girişlerini yönetiyoruz. Ülkemizin her noktasında enerjiyi üretip, iletip, dağıtıp, tüketiyoruz. 300 THW üzerinde bir enerji hacmini saatlik bazda uzlaştıran bir enerji piyasasında oynuyoruz. 80 milyonun tamamına dokunduğumuz 7/24 bir operasyon yürütüyoruz. Bu geniş çalışma, doğası gereği çok büyük bir veri hacmi yaratıyor. Her gün bu veri setini daha da büyütüyoruz. Yapay zeka ve veri analitiği yöntemleri, enerji sektöründeki birçok başlıkta değer yaratıyor.
Tüm dünyayı ilgilendiren karbonizasyon odağında, karbon izlerinin blok zinciri ile takibi; yenilenebilir enerji santral kurulumlarının ve performanslarının analitik modeller ile optimizasyonu; büyük veri ve yapay zeka ile akıllı şebekelerin tasarımı ve hayat döngülerinin iyileştirilmesi bunun bir parçası. Eskiden ana şebekelere bağımlıyken şimdi dijital sistemler sayesinde desantralizasyon ile çatılarımızda, evlerimizde ve iş yerlerimizde enerji üretiyoruz. Bunların fizibilite ve bakımlarını insansız hava araçları ile yapıyoruz. Pil teknolojilerindeki gelişmeler ile enerjinin temel prensibi olan ‘üretildiği anda tüketilir’ prensibini değiştiriyoruz. Yenilenebilir enerji, haberleşme ve dijital izleme sistemlerindeki gelişmeler ile mikro şebekeleri kuruyoruz.
Bu gelişmeler sektördeki oyuncu sayısını ve kuralları da değiştiriyor. Deregülasyon ve demokratikleşmeyi artırıyor. Süreçler daha piyasaya odağına doğru kayarken üretici ve tüketicileri dijital piyasalarda bir araya getiriyoruz.
Demografik değişimle uyumlu olarak, akıllı şehirler ve akıllı evler ile aydınlatmadan güvenliğe birçok alanda sensör ve haberleşme sistemlerinin sayesinde entegre bir hizmet sunabiliyoruz. Müşteri ile temasımızda dijital kanallar, chatbotlar, sanal asistanların desteğini alıyoruz. Tüketim artışı ve esneklik ihtiyacının sağlanması için enerji piyasası analitikleri ile saatlik bazda süreci yönetirken, otomatik sayaç okuma sistemleri ile tüketimi izleyip, SCADA ve IoT çözümleri ile kesintiyi sahada, müşteriden önce görüyoruz. Enerji verimliliği odağında sensörler ve enerji yönetim sistemleri ile yine sürdürülebilirliğe katkı sağlıyoruz.
Sürdürülebilirliğin çok önemli bir parçası olan elektrifikasyon alanında ise gerçekleştirdiğimiz büyük yatırım süreçlerini büyük veriyi kullanarak yönetirken, e-mobilite odağında yeni bir yaklaşım ortaya koyup, yeni iş modellerini dijitalleşme ile hayata geçiriyoruz.
Bu dünyada iletişim çok güçlü ve hızlı. Dijital dönüşüm sayesinde artık müşterileri çok daha iyi tanımaya başladık. Yapay zeka sayesinde müşterilerimize çoklu dijital kanallardan ulaştığımız gibi artık omni-chanel olarak bu hizmetleri sağlıyoruz. Hangi kanalı kullanırsak kullanalım, müşterilerimize aynı hizmeti ve geçmiş beklentilerini karşılayacak şekilde yönetebiliyoruz. Chatbotlar, IVR’lar, sanal asistanlar müşterilerin aldığı yanıt hızlarını çok daha artırıyor, şirketler için verimlilik sağlıyor. Bu yolda büyük veri ve yapay zeka, müşterilere yeni bir hayat sunacak.
Patern tanımlamaları ile bildirim ve ihbar rotalarına göre taşınmaları fark edip abonelik yönlendirmesi yapan, tüketimin artıp azalmasına göre müşterilere bilgi ve öneriler sunan, ödeme alışkanlıklarına göre takip ve yönlendirmeler yapan, dönemsel ve mevsimsel riskler ile olası arızaları önceden tahminleyip ileten müşterilerimize özel çözümleri ve hizmetleri hayata geçiriyoruz.”
“Pandemi döneminde aldığımız inisiyatifler, artık hayatımızın bir parçası oldu”
Pandeminin enerji sektörü için zorlayıcı ve kritik bir süreç olduğunu belirten Mehmet Fırat’a Enerjisa Enerji’nin bu süreçteki IT yapısı ve dijital dönüşüm hedeflerinin ne yönde ilerleme kaydettiği sorusunu yönelttik. “Birçok sektörün durduğu bir ortamda biz, 7/24 devam eden hem fiziksel hem de dijital bir operasyonu başarı ile yönettik.” diyen Fırat, şöyle devam etti:
“Enerjisa Enerji olarak, 14 ilde 20 milyon kişi için kesintisiz elektrik sağlama adına hayati ve vazgeçilmez bir sorumluluğa sahibiz. İş sürekliliğimizin önemi, şirket seviyesinin ötesinde ve toplum üzerinde doğrudan etki yarattığından, hızlı ve yapılandırılmış bir şekilde doğru aksiyonları başlattık. IT altyapı ve dönüşümümüzü hızla hayata geçirdik.
Türkiye’de ilk vakanın görülmesinin hemen akabinde Enerjisa Enerji’de uzaktan çalışma prosedürleri başlatarak dijital çalışma ortamını başarıyla devreye aldık. Uzaktan bağlantı kapasitelerini, video konferans altyapısını ve internet hatlarını artırarak, ilk aşamada 2.200 çalışanımıza uzaktan çalışma ortamı sağladık. %100 uzaktan çalışma ortamı için gerekli altyapıyı siber güvenlik şartlarını ilk hayata geçiren şirketlerden birisi olduk. Müşterilerimiz için de online kanal altyapılarımızı güçlendirilerek web ve mobil uygulamalardan ulaşılabilen randevu sistemini hayata geçirdik. Hizmet aldığımız çağrı merkezlerimizi de destekleyerek onları da evlere taşıdık.
Bu alışılagelmişin dışında yaşanan dönem boyunca, farklı zorlukların üstesinden başarıyla geldik ve pandemi sonrası döneme uyum sağlamak için esnekliğimizi artırdık. Ayrıca, BT organizasyonu ve proje geliştirme süreçlerindeki çevik ekiplerimizin sayısını yükselttik.
Pandemi süresince aldığımız bu inisiyatifler artık hayatımızın bir parçası oldu. Yaşadıklarımız, dijital dönüşüm hedeflerimizi güçlendirerek hızımızı artırdı. Yatırımlarımızı daha da artırarak birçok öncü uygulamaya da imza attık.”
“E-TERNAL ile dijitalleşmenin şirket stratejileriyle uyum ve eşgüdümünü garanti altına alıyoruz”
1,5 yıllık sürecin ana başlıklarından olan dijitalleşme kapsamında Enerjisa Enerji, enerji alanında patent koruması alınan ilk dijital dönüşüm modelini markalaştırdı. Mehmet Fırat, E-TERNAL modelini ve bu proje ile şirket yapısında nelerin değiştiğini paylaştı:
“Enerjinin yeni dünyasında doğru konuma almak önemli. Tam bu noktada, Enerjisa Enerji olarak dünyada enerji alanında patenti alınan ilk dijital dönüşüm modelini geliştirdik. Tüm organizasyonun sahiplendiği 200’den fazla Enerjisa Enerji çalışanının direkt katkı sağladığı ve bizim tasarladığımız bir model bu. Modelimizin merkezinde, amacımız yer alıyor. Faaliyet gösterdiğimiz operasyon, müşteri, teknoloji ve piyasa odağını kapsayan 12 ayrı dijital boyut tanımladık. Tüm inisiyatiflerimizi dijital boyutlarımız ile ilişkilendirerek dijital yol haritalarımızı ve gittiğimiz yönü somutlaştırıyoruz.
E-TERNAL’ı, bizi ileriye ve geleceğe taşıyan bir uçak motoruna benzetiyoruz. Tüm bu kanatları bir arada tutan faktör ise kültür ve sürdürülebilirlik. İnsan kaynakları alanında da dijital alanda öncü uygulamaları hayata geçiyoruz. İnsan ve Kültür Başkanlığımız ile birlikte tüm gelişim programlarımızı dijital ve yapay zekayı odağında yeniden yapılandırdık. Buradan gelen katkılar ile birlikte önümüzdeki 5 sene için 500 yeni inisiyatif geliştirdik.
Artık önümüzdeki 6 aya ya da yıla değil, önümüzdeki 5 seneyi bir bütün olarak 14 program altında yönetiyoruz. Bu yolculukta da dünyadan ve coğrafyamızdan bilim insanları bize eşlik etsin istedik ve her bir programımıza bilim insanlarının isimlerini verdik. Dijitalleşmeyi şirketimizde bu konular üzerine çalışan tüm birimleri bir araya getirerek yönetiyoruz. Dijitalleşmenin şirket stratejileri ile uyum ve eşgüdümünü garanti altına alıyoruz.”
“Yeni bir müşteri kavramı olan ‘türetici’ler ile klasik sektör yeniden yapılanıyor”
Mehmet Fırat ile sohbetimizi, enerji sektörünün geleceğine dair öngörülerini sorarak noktaladık. Değişen IT ve dijitalleşme ortamında doğru konumlanmak için Enerjisa Enerji’nin orta ve uzun vadede hangi başlıkları hayata geçireceğini ise Fırat şöyle anlattı:
“Geleceğin enerji dünyası dağıtık üretim, mikro şebekeler, elektrikli arabalar, bataryaların entegre olduğu çok daha karmaşık bir yapıya bürünerek entegrasyonun, teknoloji ve esnekliğin daha önemli olduğu bir yolda ilerliyor. Burada müşterinin konumu da değişiyor. Prosumer ya da türetici olarak adlandırdığımız, bizimle birlikte üreten, tüketen, para kazanan, yatırım yapan, dağıtık üretim yatırımlarını yapıp, elektrikli aracını şarj eden, fazla elektriğini komşusuna sattığı yeni bir müşteri kavramından bahsediyoruz. Organik bağlarımızın çok daha yoğun olduğu klasik sektörün yeniden yapılandığı bir dünya burası.
Biz de Enerjisa Enerji olarak işte bu dünyayı tasarlıyoruz. IT ve dijitalleşme odağında inisiyatiflerimizi bu doğrultuda konumluyoruz. Faaliyet gösterdiğimiz her alanda saha operasyonlarımızı iyileştirmeden müşterilerimize sunduğumuz hizmetlere, piyasa performansımızı artırmadan yeni teknolojiyi bünyemize katmaya kadar çok sayıda inisiyatifi yok haritamıza aldık. İnisiyatiflerimiz verimlilik ve performansın ötesinde, müşterilerimize ve çalışanlarımıza daha güçlü deneyim yaratacak, yeni iş modelleri ile sektörü büyütecek yaklaşımla ilerliyoruz.
Çalışmalarımız orta ve uzun vadede sadece Enerjisa Enerji’yi değil, enerji sektörünün dijital dönüşüm ve kabiliyetlerini de artırmak üzerine yoğunlaşıyor. Akademi, özel sektör, kamu ve alanımıza dokunan STK’lar ile yakın iş birlikleri geliştiriyoruz. Yine uzun vade odağında dijital alanda Ar-Ge faaliyetlerini bugünden yoğunlaştırıyoruz.
Enerji sektörünün geleceğini çok parlak görüyorum. IT ve dijitalleşmenin de dönüşümdeki güçlü potansiyelini hayata geçirmek için çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz.”
Turkcell iş birliğiniz çerçevesinde kullandığınız ürün ve hizmetlerden Enerjisa Enerji olarak ne tür kazanımlar elde ettiniz?
Dijital yönetimde başarılı olmak bir ekip ve ekosistem işi. Türkiye’de her 4 kişiden 1’ine enerji dağıtan bir şirketin teknoloji altyapısını, paydaşlarımız ile birlikte yönetiyoruz. Bugün elektrik dağıtım şirketlerinin dağıtımını sağladığı enerjinin %50’sini IoT platformları üzerinden elde ediyoruz. Bu çerçevede sağladığımız hizmetler, IT ve OT ekiplerinin yönettiği altyapılar üzerinden ilerliyor.
İş sürekliliği ve geleceği için sağladığımız hizmetler kritik bir öneme sahip. Burada kendi veri merkezimizi kurarak esnek bir yapıda hizmet alabilmek adına oldukça seçici davranıp altyapımızı 2017 yılında Turkcell’in veri merkezlerine taşıdık. Turkcell’in “As a Service“ altyapısı için gerçekleştirdiği yatırımları duymak ve görmek, içinde bulunduğumuz bizleri de memnun ediyor. Turkcell’in sorumluluklarını gerçekleştirmek için eksiksiz ve yüksek kalitede göstermiş olduğu emek için de teşekkür ediyorum.
Buradaki iş birliğimizi yapay zeka, veri yönetişimi, enerji teknolojileri ve çözümleri gibi diğer alanlarda da genişletmek için çalışmalarımız sürüyor. Geleceğin enerji dünyasını şekillendirirken verilerimizi gönül rahatlığı ile emanet ettiğimiz Turkcell ile veriyi anlamlandırma ve değer üretme noktasında da başarılı kazanımlar elde edebileceğimizi düşünüyorum.
Kaç Defa Okundu: 64