Mutlu Adımlar Anaokulunun kurucusu Psikolog Esra Arat, okul öncesi eğitime başlama sürecinin ebeveynler ve çocuklar tarafından sorunsuz atlatılabilmesi için yapılması gerekenleri örnekler vererek MAG Okurları için anlatıyor.
Okul öncesi dönem insan beyninin büyük oranda geliştiği sihirli yıllardır. Okul öncesi eğitim uzmanları ve psikologlar doğumdan altı yaşına kadar olan yılların, çocukların gelişmelerini, öğrenmelerini ve büyümelerini en çok etkileyen yıllar olduğu konusunda hemfikirlerdir. Araştırmalar gösteriyor ki kaliteli okul öncesi eğitimi alan çocuklar yüksek zihinsel kapasiteye ve etkili bir akademik yaşama sahip olmaktadır.
Birçok aile için anaokuluna başlamak sancılı bir dönemdir. Özellikle veda zamanı geldiğinde çocuğun “Anne sen de kal.” demesi iki taraf için de zor anlardır. Bu süreci daha sancısız atlatmak için neler yapabiliriz, çocuğun kayıp duygusu yaşamadan, terk edilmişlik hissi yaşamadan kreşe güvenle bağlanmasını nasıl sağlarız? Tam adaptasyonun bir ayı bulduğu bu yöntemde ilk on gün çok önemlidir. Okula başlamadan önce doğru bilgilendirme, okul kavramının içinin çocuğa açılması, okula başlarken okul ayakkabısı ve çantasının birlikte hazırlanması ilk aşamadır.
İlk gün çocuğun okula 10.00 gibi karnı tok, uykusu olmadan, acele ettirmeden getirilmesi önemlidir. İlk gün için amaç, mekâna ve öğretmenine alışması, güvenmesidir. Gruba alınmadan aileyi görebileceği bir oyun alanında öğretmeniyle sohbet edip mekânı tanıyıp oyuncaklarla oynatılması gerekir. Yaklaşık bir saat içinde sonlandırılmalıdır.
İkinci gün yine 10.00 gibi gelip aileyi görebileceği bir alanda iki saat vakit geçirmesi sağlanmalı, yanına bir ya da iki arkadaş alıp oynatılmalı ve okulda yemek yenildiğinin öğretilmesi gerekir. Okul seçerken kademeli alıştıran bir okul olup olmadığını bilmek önemlidir.
Üçüncü gün ailenin okulda yarım saat kadar kalıp “Ben gidiyorum, yemek saatinden sonra seni alacağım.” diyerek çocuğuyla vedalaşması gerekir.
Bu ilk ayrılık denemesine çocuğun vereceği tepki onun yuvaya alışma süreciyle ilgili ilk ipuçlarını da verir. Olumlu gelişmeler gösterirse son evrede ebeveyn artık daha uzun saatler okuldan ayrılabilir. Yine de ebeveynler ilk zamanlar telefonla ulaşılabilecek konumda, tekrar kreşe dönebilecek mesafede olmalıdır. Bu sürede çocuğun, ailenin gitmesini istemese de öğretmenin kendisini teselli etmesine izin vermesi, öğretmeni ile güvenli bağ kurduğunu gösterir, önemlidir. Çocuğu gruba almak dört ya da beşinci günde olmalıdır, bazen bir hafta sonra da olabilir. Üçüncü hafta ayrılırken ağlamalar bitmiş olur ancak, evde hırçınlık, huzursuzluk bir hafta daha devam edebilir.
Kaygı ve stresi azaltmanın en iyi yolu kendi kaygınızı fark edebilmektir. Çocuk, ailesinin kendisini bıraktığı yere güven duyduğunda kendini daha rahat hissedecek ve ayrılmak kolaylaşacaktır.
Her çocuk tektir ve özeldir. Bu süreçte çocuğun ve ailenin hazır olma düzeyine göre süreci yönetmek, okulun deneyimli bir psikoloğu varsa ortak hareket ederek ilerlemek herkes için en iyisidir