Bankacılık ve finans sektörü, geçtiğimiz iki yıl boyunca tüketicilerin giderek artan dijital iştahına yetişmek için temel ürün ve hizmetleri dijitalleştirmek adına bir dizi çalışma yürüttü. Böylelikle sektördeki firmalar, yenilik yapmaya ve eski düzenin ötesinde teknolojiyi en üst düzeye çıkarmaya hazırlanmaya başladı. Peki bu alandaki çalışmalara nereden başlamak gerekiyor?
Dijitalleştirilmiş deneyimleri yerelleştirme
Sektördeki büyük ve orta ölçekli şirketlerin büyük çoğunluğu, son iki yılda mobil uygulamalar ve online web siteleri gibi temel ürünleri geliştirip dijitalleştirdi. Öyle ki dijital vergi, denetim ve danışmanlık hizmetleri şirketi KPMG, dijital platformların gelecekte bankalar ve finansal kurumlar için tercih edilen ve baskın iş modeli olacağını düşünüyor. Bununla birlikte, dijitalleşme norm haline geldikçe piyasadaki farklılaştırıcı etkiler de gittikçe azalıyor.
Araştırmalar, dijitalleşmenin verimliliğinden ve hareketliliğinden önemli ölçüde yararlanmasına rağmen tüketicilerin insan dokunuşu ve yerel his için talepte bulunduğunu gösteriyor. Avrupa’da ve bölgesel bankaların işleyişinde yerel şube içi deneyim, dikeydeki paydaşlar arasında önemli bir varlık ve değerli bir faktör olarak tanımlanıyor. Bu nedenle, personelden anında ilgi gören ve yakın görünen hizmetlerden memnun kalan insanlarla temelli ilişkiler kurmanın önemli olduğu vurgulanıyor. Bu hizmeti dijital alanda da gösterebilmek, oyunun kurallarını değiştirecek.
Maliyetleri azaltmak için fiziki şubeleri kapatan finansal kurumların bu çabayı telafi etmesinin yanı sıra bu yaklaşım, müşteri tarafında daha iyi bir memnuniyet duygusu ve bağlantı kurmak için daha aşina olunan ve hatta samimi bir etkileşime de olanak sağlıyor.
Hiper kişiselleştirme
Tüketicinin yerelleştirme çağrısına yakından bağlı olan popüler beklenti, kusursuz ve kişisel müşteri deneyimidir. Her birey finansmanını farklı şekilde yönettiği ve benzersiz tercihleri hayata geçirdiği için hiper kişiselleştirme de paydaşlara istedikleri uygun deneyimi sağlıyor.
Bununla birlikte, otomatik ödeme ve otomatik kaydetme, farklı tüketici grupları için niş ürünler sağlama veya her bireyin yapabileceği yatırımlar için özel öneriler gibi tekrarlanan işlemleri otomatikleştirme seçeneği sunuyor. Her müşteriyi gerçekten ilk sıraya koymak için yapay zeka destekli girişimler de beklentilerin ötesinde memnuniyet sağlıyor. Uzun vadede ise normatif KYC (müşterinizi tanıyın) ile müşterilerle ilgili bilgileri en üst düzeye çıkarmak ve bunu eyleme geçirmek, her değerli müşteriyle güçlü ve uzun süreli bir ilişkiyi derinden geliştiriyor.
Kimlik doğrulamayı iyileştirme
Tüketici deneyimini iyileştirme konusunda ticaret yapan işletmeler de kimlik doğrulamaya yönelik yaklaşımlarını değiştirmelerinden büyük fırsatlar bekliyor. Bu yaklaşım daha popüler olarak Müşterinizi Tanıyın veya KYC (know your customer) süreci olarak bilinir.
Birkaç araştırmaya göre, kayıt veya başvuru kolaylığı çevrimiçi bankacılık ve fintech erişiminin benimsenmesi için çok önemli bir faktör. Bu da açık bankacılık veya veri paylaşımı girişimleri yoluyla güvenli ve sorunsuz kimlik doğrulamayı büyük olasılıkla vazgeçilmez bir yenilik haline getirecek.
Açık bankacılık ve veri paylaşımı eğilimi, düzenleyiciler tarafından özellikle Avrupa, Avustralya ve Hong Kong’da desteklenirken ve yavaş yavaş komşu pazarlara doğru ilerlerken, artan sayıda kuruluş da kimlik doğrulamanın değerini anlıyor. Öyle ki, kimlik doğrulama için öngörülen piyasa gelirinin yıl sonuna kadar 18,12 milyar dolara ulaşması bekleniyor.
Dijital kimlik doğrulama çözümleri artık çok çeşitli resmi belgeleri saniyeler içinde doğrulayabiliyor ve akredite veri tabanlarından kapsamlı kullanıcı kayıtlarını dakikalar içinde analiz edebiliyor. Bu tür yenilikler sayesinde, şirketler yalnızca hareket halindeki tüketicileri kaybetmeden tam tüketici dönüşümünü de önemli ölçüde katalize edebiliyor.
Platformlar arası hizmetler
Dijital finans işlemleri sıklıkla perakende, sağlık ve kamu hizmetleri gibi çeşitli diğer sektörlere geçer. Bu noktada üçüncü taraf ödeme sağlayıcılarının başarıları, büyük ölçüde bu fenomenden en iyi şekilde yararlanmalarıyla ilişkilendiriliyor. Daha uzun olan aktarım süreci ve bankacılık uygulamaları ile diğer iş siteleri arasında gidip gelmenin sıkıcılığı nedeniyle birçok tüketici, kendilerini e-ticaret gibi büyüyen dijital alanlarda kullanıma sunmuş olan üçüncü taraf sağlayıcılara yöneliyor.
Kuruluşlar, platformlar arası işlemler için kullanılabilen mobil ödeme veya hibrit cüzdan geliştirme gibi ödeme hizmetlerini dahil ederek bu durumu tersine çevirebilir. Bunun kanıtı, ödeme entegrasyonlarının artan popülaritesinde gözlemlenebilir.
Çok amaçlı uygulamalarda ödemeler veya transferler gibi hizmetler, küçük boyutlu bir uygulama veya hizmet olarak entegre edilerek birçok finans tedarikçisinin farkındalığını artırıyor. Bu tür hizmetler aynı zamanda, bankalararası ve fintech transferleri dışındaki toplam gelirleri de önemli ölçüde yükseltiyor. Bu da finans sektörünün hizmet verdiği endüstrileri kapsayan dijitalleşmenin ortaya çıkışında, görünürlüğün işi sürdürmenin anahtarı olacağını gösteriyor.
Kaç Defa Okundu: 27