İyi Bir Yaş Almak Için “Longevity Estetiği”

iyi-bir-yas-almak-icin-“longevity-estetigi”

Günümüzde güzellik algısı hızla değişiyor. Teknoloji ve yaşamın hızlı temposu, güzellik anlayışını da şekillendiriyor. Eskiden anlık bakım uygulamaları ön plandayken, şımdilerde daha kalıcı ve bütünsel çözümler tercih ediliyor. Daha fazla ilgi gören uzun vadeli cilt ve yüz gençleştirme uygulamalarını estetik ve plastik cerrahı uzmanı Op. Dr. Berfu Babucçu anlattı.

Longevity Estetiği, cilt yaşlanmasının önlenmesi ve gençleştirilmesi üzerine odaklanan modern bir estetik anlayıştır. Bu yaklaşım sadece dış görünümü değil, aynı zamanda cildin içsel sağlığını da hedefler. Biyolojik yaşlanma karşıtı terapiler, cilt elastikiyetini artırarak daha sağlıklı ve genç bir görünüm sağlar. Son yıllarda popülerleşen Longevity Estetiği de yaşlanma sürecini yavaşlatmayı hedeflemektedir. 

PLLA Sıvı Yüz Germe: Gençliği yeniden tanımlayan teknoloji

PLLA – SCA sıvı yüz germe, özel formülüyle cildin doğal kolajen üretimini tetikleyerek zamanla ciltte sıkılaşma ve gençleşme sağlayan yenilikçi bir uygulamadır. Cerrahi müdahale gerektirmeyen bu yöntem, cilt altına enjekte edilen Poly-L-Lactic Acid sayesinde cildin elastikiyetini ve liftingini artırır. Yapılan çalışmalarda üç ay içinde ciltteki Tip 1 kolajen miktarının yüzde 66,5 oranında artmış olduğu gözlemlenmiştir. Özellikle yüz ovalini belirginleştirmek, sarkmaları engellemek ve hafif-orta düzey yüz sarkmalarının tedavisi için ideal bir çözümdür. 40’lı yaşlardan itibaren 1 veya 2 seans olarak iki yılda bir yapılması tavsiye edilir. Uygulamanın etkisi zamanla artar ve uzun vadede doğal bir gençleşme sağlar. 

Kendi kollajeninizi üreterek gençleşin 

Kalsiyum hidroksilapatit (CaHA) kollajen sententezini uyarıcı doğal bir biyoseramid moleküldür. Mineral Lifting adı verilen tedavide, CaHA enjeksiyonlarını yüzün lifting bölgelerini güçlendirmek amacıyla uygulanır. Elmacık ve çene hattında keskinlik ve belirginlik isteyenlerin sıklıkla ilk tercihi olmaktadır.

Mineral liftingin etkisi on iki – on sekiz ay sürer, etkisi azaldığında dahi cilt yenileyici özelliği sayesinde yaşlanma etkilerine karşı ciltte koruyucu bir kalkan görevi görür. Kişinin doku ihtiyacına göre 1 ya da 2 kür şeklinde uygulanır. 

Kök hücre tedavileri; öz dokumuzdan gelen güzellik

İdeal güzellik genellikle genç görünmeyle ilişkilendirilmiştir. O nedenle artık takvim yaşımızın pek bir önemi kalmadı. Hücresel tedavi yöntemleri ile biyolojik yaşımızı gençleştirebilir ve her daim genç ve sağlıklı bir cilt görünümüne sahip olabiliriz. Özellikle kök hücre uygulamaları, bu alandaki en etkili yöntemlerden biri haline geldi. 2000’li yılların başında yağ enjeksiyonları ile ilgili yapılan bilimsel çalışmalar, bir çok şeyi değiştirdi. Bugün, yağ dokusunda kemik iliğinden 500 kat daha fazla “kök hücre” bulunduğu bilinmektedir. Artık sadece yağ enjekte etmiyoruz, yağ dokusunu filtreleyip kök

hücre açısından çok daha zengin bir doku aktarımı yapıyoruz. Kök hücreler, yerleştirildikleri bölgenin ihtiyacına göre, cilde gençlik ve sağlıklı bir görünüm veren kolajen ve elastin üretimini arttırarak yüzde gençleşme sağlanmaktadır. Kendi dokumuz oldukları için de alerji riski yoktur. Ameliyathane koşullarında yapıldığında enfeksiyon riski de oldukça düşüktür. Fibroblast kök hücre kişinin kendi hücrelerinin özel bir işlemden geçirilerek tekrar kişiye verilmesiyle yapılan, doğal bir tedavi yöntemidir. Fibroblastlar, kulak arkasından alınan cilt parçacığı kullanılarak elde edilir. Laboratuvarda dört hafta boyunca çoğalan fibroblastlar, hekim tarafından etki istenilen alanlara, yüz boyun dekolte ve eller gibi, enjeksiyon yapılarak uygulanır. Üç kür halinde enjekte edilen fibroblastlar, toplamda 150 milyon kadar size yeni genç hücre kazandırmış olacaktır. İki- üç senede bir tekrar edilmesi biyolojik yaşlanmayı engellemek için tavsiye edilmektedir. 

Longevity için IV Tedaviler ve Ozon Terapinin önemi

Longevity estetiğinde, hücresel gençleşmeyi desteklemek ve biyolojik yaşlanma sürecini yavaşlatmak amacıyla IV (intravenöz) tedaviler yani damar yoluyla verilen vitamin-mineral desteği giderek daha fazla tercih ediliyor. Glutatyon, C vitamini, alfa-lipoik asit gibi güçlü antioksidanlar, serbest radikallerin neden olduğu hasarı onarırken cilt sağlığını içeriden destekler. Kişisel ihtiyaçlara göre hazırlanan serum kokteylleri antioksidan etkileri ile hücre ve dokuları onarıp yenileyerek etki gösterir. Ozonterapi ise, hücresel oksijenlenmeyi artırarak doku yenilenmesini hızlandırır ve bağışıklık sistemini güçlendirir.

Bu iki yöntem, sağlıklı ve genç bir cilt için modern estetik uygulamalarının vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. Sonuç olarak, yüz gençleştirme  uygulamalarında doğal ve dengeli sonuçlar elde etmek için tedavi kombinasyonları ve zamanlaması kritik öneme sahiptir. Günümüzde teknolojinin sunduğu bu yenilikçi yöntemler sayesinde, cerrahi müdahaleye gerek kalmadan genç ve sağlıklı bir görünüme kavuşmak ve bunu sürdürmek mümkün! Özellikle kök hücre tedavileri ve biyo-stimülan dolgular, gençlik enerjisini uzun yıllar koruma fırsatı sunuyor. Tüm bu açıklamalara ilaveten; her zaman belirtildiği üzere ister cerrahi müdahale olsun isterse başka yöntemler daima ehil ve uzman kişi ve müesseselere başvurulmalı ve onların denetiminde bu yeni sağlık teknolojilerini kullanmalıyız. 

Benzer İçerikler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir