Modern Ilişkilerde Romantizm Azalıyor Mu?

Eskiden sevdiğiniz kişiden bir haber almak için beklemek gerekiyordu. Bu bekleyiş, romantizmin temellerinden biriydi. Şimdi ise WhatsApp’ta “yazıyor…” ifadesini görüp heyecanlanıyoruz, ardından gelen üç kelime: “Tamam, olur :)” Ve evet, bu da romantizmin sonunu getiren kısa mesajlardan biri.

Modern aşk artık hızlı tüketilen bir şeye dönüştü. DM’ler, eşleşmeler, ani mesajlaşmalar… Artık her şey kolayca erişilebilir. Peki, bu kolaylık duygusal bağlantılarımızı da yüzeysel mi hale getirdi? Çoğu zaman evet. Çünkü romantizm bir çaba işidir. Oysa günümüzde “bir çiçek almak yerine, emojilerle işi çözmek daha kolay” diye düşünen bir kitleyle karşı karşıyayız. Hala çiçeği tercih eden bir kesim olduğunu lütfen unutmayın.

Tamam, modern çağ romantizmin kökünü kurutmuş gibi görünebilir, ama bir de pozitif yanlarına bakalım. Çiftlerin birbirine kahve ısmarlamak yerine sabahtan akşama kadar göndermeleri reelslarla flörtleşmesi sevimli değil mi? Ya da bir Netflix partisi açıp aynı diziyi izlemek? Teknoloji romantizmin ölümü değil, evrimi olabilir. Ama burada esas mesele: Yine de çaba göstermeyi unutuyor muyuz?

Bir arkadaşım, flört ettiği kişiden “sevgililer günü hediyesi” olarak bir Spotify playlisti aldığını anlatmıştı. Playlist’teki tüm şarkılar, “birlikte vakit geçirdiklerinde çalan” şarkılardı. Modern ama bir o kadar da ince düşünülmüş bir jest! Teknoloji, romantizmi öldürmek zorunda değil; doğru şekilde kullanırsak, onu daha yaratıcı bir hale bile getirebiliriz.

Romantizm çoğu zaman büyük hareketlerde değil, küçük detaylarda saklıdır. Sevdiğiniz kişinin sevdiği bir şarkıyı dinleyip “Bu şarkı bana seni hatırlattı,” demek ya da sabah uyandığında yanına küçük bir not bırakmak… Tüm bunlar, modern dünyanın hızına rağmen romantizmin hâlâ yaşadığını gösteriyor.

Partnerinizle düzenli olarak baş başa zaman geçirmek, telefonları bir kenara bırakıp göz teması kurmak, birlikte anlamlı anılar biriktirmek romantizmi canlandırmanın en güzel yollarından biri olabilir. Çünkü en pahalı hediyeden daha değerli bir şey var: Samimiyet ve özen.

Modern aşkın kurallarına ayak uydururken romantizmi tamamen kaybetmek zorunda değiliz. Bir sevgiliyi şaşırtmak için saatler harcamak yerine, anlamlı küçük jestlerle aynı etkiyi yaratabiliriz. Örneğin, sevdiğiniz kişinin gününü güzelleştirecek minik bir mesaj ya da onun en sevdiği kahveyle kapıyı çalmak… Bunlar klişe gibi görünebilir, ama etkisi her zaman büyüktür.

Modern çağ ne kadar hızlı, dijital ve yüzeysel hale gelse de, romantizm hâlâ küçük bir çabayla hayatta kalabilir. Yeter ki unutmayalım: Romantizm sadece güllerde ve mum ışığında değil, sıradan bir günde bile saklıdır. Ve eğer biraz çaba gösterirsek, modern çağ bile bizim romantizmimize ayak uydurabilir!