“Mutlu olmak her şeyin yolunda olması demek değildir.
Mutlu olmak, görmezden gelme konusunda da
ustalaşmak demektir.”
Akıl Oyunları
Sonbahar geldi, yeni dönem başladı. Yazın sona erdiğini kabul etmesek de, geceleri soğuyan hava bize kışın geldiğini hatırlatıyor. Karanlıkta uyanmaya başladık. Her yıl olduğu gibi, uyandığımız saatler ve güneşi az görüyor olmamız, ruh halimizdeki olumsuz etkileri de doğal olarak artırıyor. Yaşadıklarımıza yönelik bir farkındalık oluşturması adına, bu ay yepyeni bir kavramla karşınızdayım.
Evlerde, mutfaklarımıza kullandığımız süngerlerin suyu toplaması ya da temizlik maddelerini yayması gibi, deniz diplerinde yaşayan, adı sünger olan canlılar geldi öncelikle aklıma. Süngerler denizin dibindeki suyu filtreleyerek temizleme görevlerini yerine getirirler. Kirli suyun içindeki mikroorganizmalarla beslenerek hayatlarını devam ettirirler. Birazdan bahsedeceğim kavram üzerinden, o kirli suyu almak zorunda olmadan, kirli suyun ne olduğunu fark etmek üzerine düşüneceğiz.
Duygu dünyamızı anlamak üzerine yapılan çalışmalar bizleri hep yepyeni kavramlarla tanıştırdı, tanıştırmaya devam ediyor. Onlardan birisine örnek olan “duygu süngeri” olmayı, yani kirli suyu üstümüze alıp o suyu boşaltmamanın zararlı sonuçları ile baş etmek zorunda olmayı daha önce konuşmuştuk. Duygu süngeri olmak, aşılan bir sınırın ifadesi. Sınırlara döndüğümüz zaman karşımıza çıkan kavram ise, empati. Karşımızdaki kişinin duygularının ya da onun yaşadığı şeyin ne olduğunu anlamaya verdiğimiz ad. Empati de belli bir dengede olmalı. Dengenin şaştığı zamanları duygu süngeri olarak tanımladık. Peki, o dengeye geri çekilmeyi nasıl tarif edeceğiz? Bugün diğer taraftan bakalım istiyorum. Sağlıklı empatinin ne olduğunu doktor ve psikiyatri profesörü olan J. L. Gonzalez’in ortaya koyduğu “ekpati” kavramıyla anlatalım.
“Merhamet, acımak değil acıtmamaktır.”
Ekpati Ne Demektir?
Ekpati; isminin de benzer olmasından hemen anlayacağınız gibi aslında empatinin tamamlayıcısıdır. Empati eksikliği olan soğukluk ya da kayıtsızlıkla aynı şey değildir. Duyguları alıp tamamıyla özümsememize engel olan, empatiyi sınırlandıran, sağlıklı bir şekilde telafi etmemize yardımcı olan pozitif ve zihinsel bir eylemdir. “Duygusal sünger” olmuş bir insanın maruz kaldığına benzer duygusal sellerden bizi korur. Başkalarının duygularının bizi aşağı çekmesine engel olur. O duyguları anlayıp, kendimizi onlara maruz bırakmadan karşımızdaki kişiye yardımcı olmamıza da vesile olur. Duygusal seller karşısında insanın doğru baraj oluşturma imkânı elbette ki vardır. Empati sağlıklı bir tepki iken; bunun ne olduğunu ya da dengenin nasıl olduğunu bilmeyen insanlar için barajı doğru kurmayı bilmek önemlidir.
Ekpati Nasıl Yapılır?
Az çok herkes empati yeteneğine sahiptir. Herkes karşısındaki kişinin ne hissettiğini anlayabilir, onun bakış açısıyla bakabilir ve onu anladığını belli edebilir; ama kendini onun yerine koyduğunda, sadece o anki duygularıyla bir bağ kurmak istiyorsa, yani farkında olup, anda kalıp, yükünü almak istemiyorsa, ekpati yaparak, kendi ruh sağlığını koruyabilir. Empati yapmamız için iyi bir dinleyici olmamız gerektiğini, o an ne cevap vereceğimizi düşünmememiz gerektiğini biliriz. Ekpatide kurmak istediğimiz iletişimi belirlerken elbette iyi bir dinleyici olup, karşımızdakinin ne istediğini anlamak doğru olacaktır. Büyük travmalarla karşılaşan psikiyatrları düşünün. Karşısındaki hastasını anlamak zorundadır. Onun hissettikleri ile ilgili bilgi sahibi olmanın ötesine de geçer; ancak, bir cerrah ustalığı gösterir ve o travmanın zararlarını üstlenmeden, hastasına travmadan kurtulma yolunu anlatabilir. Yaptığı şey ekpatidir.
Empati ve Ekpati Arasındaki En Önemli Fark Nedir?
Ekpatide, empatiden farklı olarak kişinin duygu durumunu anlamak için, gerektiğinde onun yerine geçilir ancak, duygusal ihtiyaçları ve motivasyonları dışlanarak ona yardımcı olunur.
“Seni anlıyorum,” diyen insanlara “Hissedemediğin şeyi anlayamazsın,” diyen Shakespeare’in ne hissettiğini anlayıp, ona destek olup, onun duygularını yüklenmeden süreci atlatmak olarak da ekpatiyi örneklendirebiliriz.
Sempati… Empati… Ekpati…
Empati, başkalarının davranışlarından, onların ihtiyaç ve sıkıntılarını hissedebilmek (anlayışlı ve düşünceli olabilmek); sempati ise başkalarının duyguları ile kendi duygularını özdeşleştirmek, hatta bazen aynını hissetmektir (acısını veya sevincini paylaşmak).
Çocuk yere düşüp dizini yaraladığında size gelip “Çok acıdı, uf oldu, öp.” diyorsa bu bir sempati tavrıdır ve sizden istediğini alır, acısını paylaşmanızı sağlar. Size dertlerini, sorunlarını anlatıp, sonra acıyan yönlerini öpmenizi isteyen ve sizin de öpüp acısını hafiflettiğiniz insanları düşünün; o zaman daha iyi anlayacaksınız. Bu genelde tek taraflı bir durum olduğundan asıl canı acıyan, düşen değil hep öpen olacaktır sonunda.