Saç Dökülmesi Neden Olur? Saç Dökülmesine Karşı Doğal öneriler

sac-dokulmesi-neden-olur?-sac-dokulmesine-karsi-dogal-oneriler

Özellikle mevsim geçişlerinde yaşadığımız saç dökülmesinin altında yatan birçok neden var. Nedeni tespit etmek sizi tedavide bir adım öne geçiriyor. Bu makalede Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi dermatoloji bölümünden Prof. Dr. Emel Güngör, saç dökülmesinin sebeplerini anlattı:

Hazırlayan: Ruken Akbay Gürtaş

Saçlarımızın her bir teli birbirinden farklı evrede yer alıyor. Bu evreler büyüme, duraksama ve dökülme evreleri olarak tanımlanıyor. Her bir saç teli normal koşullarda iki-altı yıl (ortalama üç yıl) büyüme evresinde oluyor ve her gün ortalama 0,35 mm uzuyor.

Büyüme evresindeki saçların tüm saçlara oranı yüzde 85-90 oranında oluyor. Daha sonra saçlar duraksama evresine giriyor, Bir-üç hafta süren bu geçiş evresindeki saçların oranı yüzde 2-3’te yer alıyor. Dökülme evresi ise ortalama üç ay sürüyor ve saçlarımızın yüzde 10-15’i bu evrede bulunuyor. Dökülme evresine giren saçlar yıkama sırasında veya avucumuzla saçlarımızı nazikçe çektiğimizde elimize gelen saçlardır.

SAÇLAR NEDEN DÖKÜLÜYOR?

Bu doğal saç siklusu nedeniyle her gün ortalama 100-200 saç telini kaybediyoruz. Büyüme-duraksamadökülme evreleri her saç teli için farklı döngüde devam ettiği için saçlarımızın yoğunluğunda değişikliğe neden olmuyor. Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi dermatoloji bölümünden Prof. Dr. Emel Güngör, saç dökülmesinin sebeplerini anlattı:

“Kadınlarda menopozla birlikte östrojenlerin azalmasıyla androjenler daha ön plana geçer ve menopoz yaşlarındaki bir grup kadında genetik yatkınlık varsa saçlı derinin tepesinde saçlarda genel bir seyrelme olur ve kafa derisi kolay görünür hale gelir.

Menopoz öncesinde de bazı kadınlarda eşlik eden hormonal dengesizlikler sonucu benzer saç dökülmesi görülebilir. Bu tip saç dökülmesinde eşlik eden faktörler gözden geçirilir, gerekirse tedavi edilir ama asıl amaç androjenlerin saç tellerine olumsuz etkilerini engellemektir. Bu amaçla losyonlar, mezoterapi, mikroiğneleme, PRP veya ağızdan alınan bazı ilaçlar ve destekler önerilebilir. Bu tedaviler kullanıldığı sürece saç incelmesi ve dökülmesi azalır.

Saç dökülmeleri bazen ani başlar ve hemen fark edilir. Bazen de uzun zamanda gelişir. Ani başlangıçlı saç dökülmelerinde iki beş ay öncesindeki olayları sorgulamak gerekir. En sık görülen nedenler; doğum yapmak, ateşli veya ciddi bir hastalık geçirmek, cerrahi girişimler, ağır stresler, sıkı diyetler ve ilaç kullanımıdır. Pandemi döneminde sıkça karşılaştığımız koronavirüs enfeksiyonu sonrası görülen saç dökülmesi buna iyi bir örnek. Eşlik eden başka bir sorun yoksa zaman içinde vücut, saç yoğunluğunu kendiliğinden düzeltir. Bazen saçın yapısına giren ve büyümesine katkıda bulunan bazı maddelerde eksiklik söz konusu olabilir veya kişinin hormonal dengesinde bozulmalar eşlik ediyor olabilir. Bu nedenle bu tür dökülmelerin bazılarında kan tetkikleri istenir. Saçın büyümesine katkıda bulunan maddelerin eksikliklerinde veya eşlik eden hastalıklarda mutlaka tedavi verilir aksi halde vücut eski saç yoğunluğunu kendisi düzeltemez.

Normal koşullarda saçların doğal döngüsünü devam ettirebilmesi için kişinin dengeli beslenmesi ve öncelikle gerekli protein ve vitamin ihtiyacını karşılaması önemli. Ağır diyetlerden sonra görülen saç dökülmesi buna iyi bir örnek. Yine demir saç için çok önemli bir element olup, adet görülen yaşlarda kan ile demir kaybı olması saç dökülmelerinin en başta gelen sebeplerinden. Diğer saç dökülmesi nedenleri arasında mantar hastalıkları, psikolojik rahatsızlıklar, saçların aşırı gerilmesine yol açan travmalar ve kanser tedavisi sayılabilir.”

“Bazen saçlarda yuvarlak ve oval şekilli dökülmeler görülür. Aniden gelişir. Bazen tüm saçlı deriyi, kaş ve kirpikleri hatta tüm vücut kıllarını etkileyebilir. Kişinin kendi bağışıklık sisteminin hedefini şaşırarak kendi saç köklerine saldırması nedeniyle ortaya çıkar. Erişkin yaşta görüldüğünde genellikle dökülme öncesinde önemli bir stres hikayesi vardır ve iyileşme şansı yüksektir. Çocukluk ve ergenlikte görüldüğünde tedaviye yanıt daha zordur.”