Ekonomist Saadet Büyük’ün kariyer yolculuğuna, kur dalgalarının TL üzerindeki etkisine, teknolojinin gelişmesi ile birlikte artan dijital para yatırımlarına ve gelecek hedeflerine değindiği röportajı bizlerle…
Sizi tanıyabilir miyiz? Kariyerinize ne zaman ve nasıl başladınız?
İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi İşletme Bölümü’nden yüksek ortalamayla mezun oldum. Yeditepe Üniversitesi’nde MBA Yüksek Lisans yaptım. Üniversitenin ikinci yılından itibaren başladığım finans sektörünün içinde; sektörün öncü banka ve yabancı kurumlarında farklı pozisyonlarda görev aldım. Hazine ve türev piyasalar konusunda banka, aracı kurum ve portföy yönetimi şirketlerinde çalıştım. Alanım; ağırlıklı bireylerin ve kurumların yatırımları konusu oldu. Bankeuropa(Banco Comercial Portugue) Portekiz menşeli özel bankada bankacılık kariyerime 2001 yılında başladım.
Kariyer yolculuğunuz süresince büyük dönüm noktalarınız oldu mu?
2008 yılında Citibank gibi dünya devi bir bankada çalışıyordum ama global kriz Citibank gibi bir devi sarsarken; o kurumda çalışmaya devam etmek oldukça yorucu ama bir o kadar öğretici oldu. O yıllarda pek çok arkadaşım kariyerlerine yurt dışında devam etti. 2013 yılında Citibank’dan ayrılıp, Portföy Yönetimi Şirketi’ne geçtim. Benim için bankacılıktan sonra farklı bir deneyim alanıydı. Aslında üniversite mezuniyetim bile bir dönüm noktasıdır. Zira Türkiye’nin şiddetli bankacılık krizi yaşadığı yıllarda finans sektöründe iş bulmak ve bulsanız dahi motivasyonla çalışabilmek bir hayli yorucu ama ben sektörden vazgeçmedim. O dönemlerde; bankalarda MT dediğimiz özel bir eğitim programı vardı. Sınav ve mülakatlar yapılırdı. Çok az sayıda kişi bu programlara kabul edilirdi. Pek çok arkadaşım eğitim sonrası bankacılığı bir veya iki yıl içerisinde bıraktı ama ben azimle sektörde çalışmaya devam ettim. Elbette; yaptığım işi sevmemin ve sevmenin ötesinde o günkü şartlara göre kendimi devamlı geliştirmenin; hayatımdaki dönüm noktalarında çok işime yaradığını gördüm. Daha sonra 2019 senesinde kurumsal hayattan, kendi danışmanlık şirketimi kurarak ayrıldım ve öğrencilik yıllarımda başladığım televizyon dünyasına tekrar dönüşüm; benim için yeni bir dönüm noktası oldu.
Hangi alanlarda faaliyet gösteriyorsunuz?
Finansal danışmanlık yapıyorum… “Ekonomide Saadet” adlı daha önce televizyonda; şimdi ise Youtube’da yayınlanan ekonomi programını hazırlayıp, sunuyorum… Türkiye’nin sayılı akademisyenlerini ve önde gelen ekonomistlerini programımda ağırlıyorum. Ekonomiyi ve piyasaları değerlendiriyoruz. Onedio’da ekonomi yazıları yazıyorum… Farklı radyo ve kanallarda ekonomi yorumculuğu yaptım. Aslında; finans ve piyasalar benim ana konum… Bu konu özelinde; nitelikli yatırımcılarla işbirliği yapmaktan ve her türlü zorluğuna rağmen sevdiğim işi yapmaktan keyif alıyorum. Anlaşılır bir dille; yatırım araçlarının çeşitliliği içerisinde kaybolmadan yatırım ürünleri konusunda yatırımcıları bilgilendirirken; genel ekonomi konusuna ilgi duyan kitleye finansal okur yazarlığın geliştirilmesi konusunda konuşmalar yapmakta ve seminerlerde vermekteyim… Yeniden eğitim de vermek istiyorum; ancak yaptığım iş içime sinmeyecekse ve kendi mükemmellik kalitemde yapamayacaksam hiç yapmayanlardan olduğum için maalesef zaman ayırmak da zorlanıyorum…
İş yaşamınızdaki öncelikleriniz neler?
Dürüstlük, güvenilir olmak, iş ahlakı ve çok çalışkan olmak kendini geliştirmeye öğrenmeye yeniliklere açık olmak…
Sizce alanınızdaki başarınızın sırrı nedir?
Çok çalışkan olmak. Ben bir gününü asla boş geçirenlerden olmadım… Ne öğrencilik yıllarımda; ne de yetişkin zamanlarımda… Bu sebeple; hem entelektüel olarak, hem iş başarınızla hem de manevi olarak
kendimi nasıl geliştireceğim konusunda daima arayış içinde oldum. Kendimden kendimi yeniden yaratışım benim başarım olmuştur. Benim için çok azimli derler… Bir konu da sonuna kadar pes etmem… Eğer olmasını istediğim bir iş ise her türlü zorluğuna rağmen sonuç almak ve çözüm odaklı olmak; kariyer hayatımda başarılı olmamı sağlamıştır… Şikayet etmeyi seven bir yapım yok. Böyle insanları da sevmem… Şikayet etmek bana durumu değiştirme kudretinin kişinin elinde olmadığı yargısını getiriyor. Halbuki; ben pek çok konunun tamamen insanın kendi elinde olduğuna inanlardanım… Hani derler ya: “Nereye gittiğini bilen kişiye yol vermek için dünya bile bir kenara çekilir.” diye… Ben her zaman nereye gittiğimi bilmek konusunda ön sezilerime ve çalışkanlığıma güvendim…
Ekonomide yaşanan dalgalanmanın sebebi nedir? Piyasaların sakinleşmesi için hangi adımlar atılmalıdır?
Önce sorunun sorun olduğunu görürsek; çözüme de ulaşmamız kolaylaşır… Maalesef şu an içinde bulunduğumuz ekonomi yönetimi ortada bir sorun olduğunu dahi kabul etmiyor… Bu sebeple işimiz çok zor…
TL’nin gidişatını nasıl görüyorsunuz?
Siz benden bu röportaja cevap yazmamı istediğinizde 9.80’lerin geçilmemesi aksi durumda 11’lere doğru kurun gideceğini sosyal medyada, Youtube’da ve ekonomi yazılarımda ifade etmiştim… Şu anda durum çok daha vahim bir hal aldı… Zira bunun diğer kur ataklarından farkı; Merkez Bankası’nın elinin ve kolunun bağlı oluşu ve 11’lerin üzerinde kalışının yaratacağı tahribatın kalıcı ve çok daha büyük bir hasara doğru bizi sürüklediği…
Ülkemizde yabancı yatırımcıların daha çok yer almaları için ne gibi adımlar atılması gerektiğini düşünüyorsunuz?
Kesinlikle öncelikle güven sağlanmalı… Çok hızlı karar değişiklikleri; iki yılda üçüncü kez Merkez Bankası Başkanı’nın değiştirilmiş olması; teknik karar almalarının engellenişi ve siyasi baskılar maalesef yabancı yatırımcı açısından da güveni sarsan unsurlar arasındadır. Şu anda paramızın değersizleştirilmesi suretiyle iyice ucuz hale getirilmiş bir ülke durumundayız. Elbet de bu bir noktada yabancı ilgisine mazhar olacaktır; ancak içeride halkı fakirleştirmek suretiyle yapılan bu politikadan vazgeçilmesi gerektiği kanaatindeyim.. Şu an da kur üzerinde kontrolü kaybettik. Rasyonel ve geleneksel ekonominin kabul verdiği politikalara geri dönmemiz şart… Macera aramak şu aşama da bize çok daha pahalıya mal olacak…
Sizce gelişen teknolojinin ve dijitalleşmenin ekonomi ile bir bağlantısı var mı?
Teknoloji; hem günlük yaşamımızın hem de iş yapma biçimimizin tam ortasında… Pandemi süreciyle artık bir seçenek değil, zorunluluk olmuş durumda… Dijital paralar da; dijitalleşmenin getirdiği bir başka yenilik… Ekonomiler üzerinde çok farklı etkileri olacak. Dijital paralar, zaman içerişinde bizim Orta Vadeli Ekonomi Planı’nda yer alıyor. Dijital TL’ye yönelik çalışmalar devam ediyor. Tüm dünya dijital para konusunda bir geçiş sürecinde… Dijitalleşmenin sunduğu fırsatlar Türk Ekonomisi’ne büyük katkı sağlayarak, ülkenin küresel pazardaki duruşunu da güçlendirecektir… Burada yapılacak daha çok iş var… Umarım çok geç kalmayız…
Son olarak yapmayı düşündüğünüz yeni işler var mı?
Ben özellikle eğlendiğim işleri yapmaya ve eğlendiğim işlerden de para kazanmaya odaklıyım… Finans gibi zor bir alanda: “Eğlence mümkün mü?” diyenler ve beni Instagram hesabımdan ( ekonomide_saadet ) takip edenler ekonomi anlatımına yeni bir soluk getirdiğimi biliyorlar. Eğleniyorum ve izleyicimde ekonomide böylesi zor zamanlardan geçmemize rağmen benimle moral bulduğunu, güne hem eğlenerek hem de ekonomiye dair bilgiyi alarak başladığını söylüyor. Finans dışında ise sanata meraklıyım. Dijital sanatta ilgimi çekiyor… Finansın her konuda bir temel olduğunu düşünüyorum. Televizyonda yeniden “Ekonomide Saadet”i yapmak isterim.. Birde kesinlikle yurt dışına ağırlık vermek kanaatindeyim. Bu proje aklımda hep vardı ama şu an da dolar ve euro seviyesi Türkiye sermaye piyasalarında pek çok yatırım fırsatı sunuyor. Bunu yatırımcılara doğru anlatmak şu aşamada çok kolay değil ama fırsatlar konusunda onları ikna edebilirim diye düşünüyorum…