Güneş ışınlarının insan bedenine olan faydalarının büyük olduğunu ancak yaz aylarında güneşe gereğinden fazla maruz kalmanın da bazı hastalıkları beraberinde getirebileceğini belirten Uzman Dermatolog Özge Banu Öztürk, bu hastalıkların neler olabileceğini ve bunlardan korunmanın yollarını MAG Okurlarına aktarıyor.
Polimorf Işık ve Solar Ürtiker
Güneş ışınlarının bedenimizin sirkadyen ritminin düzenlenmesinde rolü büyük. Uyku, iştah ve hormon dengemizin sağlanması D vitamini yapımı için çok değerli; ancak, bazı cilt hastalıkları özellikle yaz aylarında aniden başlayabilir ve bu bizi sıkıntıya sokabilir. Bu fotodermatozlardan ikisi polimorf ışık döküntüsü ve solar ürtiker olup klinik olarak da birbirine benzeyebilir.
Polimorf ışık döküntüsü; genellikle genç yetişkinlerde ve kadınlarda, erkeklerden daha sık görülüyor. Güneş ışığına maruziyetten birkaç saat ile birkaç gün sonra özellikle temas bölgelerinde simetrik döküntüler meydana gelir. Bu döküntüler kaşıntılı kabarttılar ve polimorfizm gösteren birleşen plaklar şeklinde olur. Kaşıntı hafif veya orta şiddette olabilir. Solar ürtikerden farklı olarak döküntüler birkaç gün kalır, kendiliğinden kaybolmaz. Semptomlar ilkbahar veya yaz aylarının başında başlar ve güneşe karşı doğal bir duyarsızlık gelişmesi nedeniyle yaz aylarının sonlarına doğru kendiliğinden hafifler. Hastalara PIE (polimorf ışık erüpsiyonu) tanısını klinik muayene bulguları ve öykü ile koyuyoruz. Bu tabloda, fiziksel SPF 50+ güneş koruyucu kremler, güneş koruyucu giysiler ve şapka kullanımı önem kazanıyor.
Diğer bir sık görülen tablo; solar ürtiker, yani güneşe bağlı kurdeşen. Bu tablo tipik olarak güneş maruziyetini takiben saatler içinde şiddetli kaşıntılı kabaran kızarıklıklar şeklinde olur ve güneş teması kesilince yirmi dört saat içinde kendiliğinden kaybolur. Gölgede kalmak, güneş koruyucu kullanımı ve profilaktik antihistaminik almak faydalı olacaktır. Eğer sizin de güneş teması sonrası cilt döküntünüz oluyorsa, dermatoloji uzmanına muayene olmanız gerekiyor.
Güneş Yanıkları ve Güneş Çarpması
Güneş yanıkları; gün ortası saatlerde on beş dakika ve üzerinde güneş koruyucu kullanmadan, direkt güneş ışınlarına maruziyet sonrası açık tenli bireylerde çeşitli derecelerde görülebilen ve deri kanseri riskini iki ila dört kata kadar arttırabilen bir durumdur. Unutmayalım; kızarıklık birinci derece güneş yanığıdır. Güneşe maruziyet süresi uzadıkça kızarıklığa yanma ve sıcaklık hissi; ileri derece yanıklarda da derinin su toplaması, soyulması ile bulantı, kusma, bilinç değişiklikleri ile sıcak çarpması belirtileri eşlik edebilir. Dünyada her yıl milyonlarca kişiye melanom olmayan cilt kanseri, yüz elli bine yakın kişiye melanom cilt kanseri teşhisi konuyor. Teşhis edilen her üç kanser vakasından biri cilt kanseri. Hâl böyle olunca güneşten korunmak konusunda biz dermatologlar özellikle yaz aylarında alarma geçiyoruz. Detaylı bilgiler vermeye çalışıyoruz. Güneş ışınları, ultraviyole (UV) radyasyonun asıl kaynağıdır. Güneş yanığında, güneş maruziyetinden sonraki dört ila altı saat içinde başlayan ve yirmi dört saatte en şiddetli haline ulaşan kızarıklık, su dolu kabarcıklar, yanma hissi ve acı olur. Soyulma, kuruma ile üç ila beş güne kadar iyileşir. Yanığın derinliği arttıkça tekrarlayan soyulmalar olabilir. Takip eden aylarda, yanık alanlarında yıldızımsı kahverengi leke (lentigo) ve ben (melanositik nevus) oluşumu görülebilir. Şiddetli yanık sonrası; ateş, bulantı, kusma, baş ağrısı gibi semptomlar ve şok, tabloya eşlik edebilir. Eğer çevre ısısının yüksek olduğu bir ortamda güneş yanığı gelişmiş ise, bulgulara sıcak çarpması semptomları da eşlik edebilir. Sıcak çarpması, yüksek ısı maruziyetine bağlı olarak çeşitli derecelerde organ hasarlanmasına neden olur. Kişiler terleyememektedirler, vücut ısısı kırk derecenin üzerine çıkar. Hastalar irritedir ve bilinçleri bulanıktır. Halusinasyonlar görür, hatta koma gelişir. Güneş yanığı olduğunda; lokal soğuk uygulama, soğuk duş, aloe vera, centella aseitica, arnica içerikli losyonlar, topikal steroidler kremler ve bol bol nemlendirici losyonlar önerilir. Bol su ve sıvı tüketimi önemlidir.
Güneşten Nasıl Korunmalıyız?
• Güneş banyosu yaparak ve güneşte oturarak güneşten korunamayız.
• Güneşten korunmak, güneşlenmemek bronzlaşmamak ile mümkün olabilir.
• Gün içinde gölgede ve serin ortamlarda oturmalı, bu süredeki güneş hasarını önlemek için de güneş koruyucular kullanmalıyız. Şezlonga, güneş yağı veya SPF 50 krem sürdükten sonra uzanıp güneşlendiğimizde, güneşten korunmuş olmuyoruz. Bu sadece kendimizi kandırmak oluyor. • Güneş koruyucu kremler, koruyucu giysilerle şapkalar, direk güneş ışınlarına maruz kaldığımız, denize girdiğimiz sürede bizi yoğun UV hasarından korumak için önemli.
Güneşten koruyucular, dışarı çıkmadan otuz dakika önce sürülmeli, iki ila dört saatte bir yenilenmeli. Güneşe çıktıktan otuz dakika sonra tekrar sürülürse daha etkili olur. Denizde, suda uzun süre kalınacağı dönemlerde suya dayanıklı formüller tercih edilmeli. Güneşten koruyucular yüzme, terleme, duş sonrası tekrar sürülmeli. Güneşten koruyucuların etkili olabilmeleri için yeterli miktarda sürülmeleri gerekir. Güneş koruyucularının, haziran ve eylül arasındaki döneminde, güneş gören tüm cilt alanlarına uygulanması önemli.